27 Mayıs 2011 Cuma

Mavericks 4-1 Thunder ve NBA Finalleri


Sonunda Dallas Mavericks, 2006'dan sonra tarihinde 2. kez hem Batı Konferansı Şampiyonu oldu hem de NBA Finallerine bir kez daha gidiyorlar ve de ne tesadüftür ki rakip yine Miami Heat. Ancak önce Thunder serisi ile alakalı genel bir değerlendirme yazmak lazım. Konferans Finali'nde burayı çok boşladım. Malum, okulun final dönemi. Maçları izlesem de yazacak, çizecek pek zaman bulamadım buraya doğru düzgün ondan çok da yarım yamalak yazılar yazmak istemedim. Blogun fazla takipçisi olmasa da yine de düzenli takip edenlerden özür diliyorum. 

Thunder serisi ile alakalı birkaç şey karalarsak, skor anlamında belki çok zorlanmadı Dallas. 4-1 ile bu tip bir seriyi geçmek rahat sayılır aslında fakat maçları izleyenler için o kadar kolay bir seri olmadığını düşünüyorum. İlk maçtan sonra Nowitzki'ye belli bir çare buldu aslında Oklahomalı oyuncular. Nowitzki'nin ilk maçtaki 48 sayısından sonra, hakkını kesinlikle vermemiz gerekli Nick Collison'ın. Karşısında iyi durdu Dirk'ün, rahat top aldırmadı fakat maç sonları geldiğinde Nowitzki'ye engel olamadılar. Çok iyi bir takımlar aynı zamanda çok genç bir kadrolar. Durant, Westbrook, Harden çekirdeği ile önleri çok açık. Birkaç küçük takviye ile Batı'da önümüzdeki senelerde de söz sahibi olacaklardır. Tecrübesiz olmaları belki de bu seride en büyük zaaflarıydı. Maç sonlarında Scott Brooks'un 4 kısa tercihi, hücumda güzel verim verse de savunmada sıkıntı oldu ve bunda ısrar etmeleri seriyi buralara getirdi. Dallas'ın, 4. maçın son 5 dakikasında 15 sayıdan geri dönüp, maçı uzatmaya götürüp, maçı alması ve yine 5. maçı benzer bir şekilde kazanması buna iyi bir örnekti. Bir de maç sonunda Thunder kenar yönetiminin çizdiği ya da aslında çizemediği oyunlar sonlarını hazırladı. Yine de çok potansiyelli ve önleri çok açı bir takımlar.

Gelelim final serisine. Muhtemelen bu seriden sonra Dallas-Miami serisi tam anlamıyla rivalry olacaktır. Konferans şampiyonu olduktan sonra kutlamalarda Nowitzki'nin bir defa bile güldüğünü görmemiştim, ulan Duncan'ın bu kadar ciddiliğine zamanında laf ediyorduk, Dirk'ün de farkı olmadığını düşünmüştüm fakat sonra finalden aşağısı kesmeyecek diye geçirdim aklımdan ki basında bu tip haberler de çıkmadı değil. Demek istediğim Mavericks'in Konferans Şampiyonu olması, zerre umrunda değil adamın bundan eminim. Tek derdi yüzük ve şampiyonluk, her hareketinden okunuyor bu. 

2006'daki finalde Wade'in bazı yerlerde çok net bir şekilde kollandığını ve Dallas'ın hatalarıyla beraber hakemlerin de bize bazen çok fazla engel olduklarını söylemek mümkün. Bu muhabbeter 5 yıl öncede kalmış olsa da, yine benzer şeyler göreceğiz muhtemelen. Biz çıkacağız söyleyeceğiz ulan Wade, Lebron kollanıyor diye, onlar çıkacak Dirk diyecek çünkü hakemlerin şu ana kadarki gösterdikleri performanslara bakınca gidişatın o yönde olacağını tahmin etmek pek de zor değil.


5 sene önceki kadrolara bakarsak şu an Miami'nin kadrosunda 3 tane en iyilerden olsa da onlardan da Dallas'ın en büyük artısı, 5 sene önce Zo, Shaq, Payton gibi isimlerin yanında sahip olamadığı tecrübeleri. Unutmadan coachlar da Avery Johnson'a karşılık Rick Carlisle. Eşleşmeler yine belli sayılır. Marion, Durant'e yaptığı savunmayı yapmaya çalışacaktır LeBron'a, Kidd de muhtemelen Wade'i alacaktır. Hız olarak yavaş ama savunma zekası olarak üstün olduğunu düşünüyorum. Nowitzki'yi 2006'da Haslem iyi tutmuştu fakat karşısında çok daha farklı bir Dirk olacak, orası kesin. Bosh'un ise çok fazla etkili olacağını sanmıyorum Dirk'ü savunma konusunda. Bana göre Chandler boyalı alanda ne kadar etkili oynayabilirse o kadar rahat eder takım. Kadroda Miami 3 yıldız bulundurmasına rağmen, bench desteği de diğer üstün tarafı Mavericks'in onlara göre. İlk 2 maçın birini mutlaka kazanmak gerek deplasmanda. Final serisindeki seriler 2-3-2 olduğu için, 2 maçı kaybettikten sonra 3 maç arka arkaya kazanmak zor olabilir. O nedenle 1-1 gibi skorla dönmek hem strese girmeyi önler hem de içeride 1 maçı kaybedilse bile şans büyük oranda devam eder. 

Seri öncesinde durum böyle. Tercih çok yapamıyorum seri hakkında ama illa ki bir tercih yapacaksam 4-3 Mavericks diyorum. 2006'da büyük hüsrana uğradık ve hala o hüsran yaradır bende. Bazen maç izlerken aklıma ya da arkadaş arasında basketbol muhabbeti yaparken muhabbet dönüp dolaşır mutlaka 2006 final serisine gelir. 2006'da oldukça fazla iddia kaybettim, o nedenle hem maddi hem de manevi yönden zarara uğradım. Şimdi hem Dallas'ın hem de benim için 2006'nın hesaplarını kapatma zamanı. Özellikle 2006'daki kadrodan kalan Nowitzki ve Terry'nin çok ayrı bir motivasyonla oynayacağını düşünüyorum hatta tribün deyimiyle ölmeye gelecekler Florida'ya salı gecesi... İlk maç Salı gecesi, TSİ 04.00'da, American Airlines Arena'da, Florida'da. Yolumuz açık olsun...

Maç Programı: 

Game 1: May 31: Dallas at Miami, 9 p.m. 
Game 2: June 2: Dallas at Miami, 9 p.m. 
Game 3: June 5; Miami at Dallas, 8 p.m. 
Game 4: June 7: Miami at Dallas, 9 p.m. 
Game 5: June 9: Miami at Dallas, 9 p.m. (if necessary)
Game 6: June 12: Dallas at Miami, 8 p.m. (if necessary)
Game 7: June 14: Dallas at Miami,  9 p.m. (if necessary)

Bu da havaya girmek için: 

18 Mayıs 2011 Çarşamba

Thunder 112-121 Mavericks


48 sayı, 6 ribaunt, 4 asist, 4 ribaunt. Dünün özeti bu istatistiklerdi. American Airlines Center'da ilk maçı aldı Dallas Mavericks ve seride 1-0 öne geçti. 

Nowitzki gerçekten inanılmaz bir performans ortaya koydu dün gece. Şu motivasyonu falan şampiyonluğu ne kadar çok istediğini gösteriyor bana göre. Lakers pek iyi savunamamıştı Nowitzki'yi fakat 48 attıktan sonra Thunder da pek savunamadı desek aslında haksızlık yapmış sayılırız onlara. Bana göre ellerinden geleni yaptılar, durdurmak için herşeyi denediler yani en azından çabaladılar ama bir türlü çare bulamadılar. Hızıyla geçti turnike ya da smaçla bitirdi, birebirde el üstünden affetmedi, ikili sıkıştırmalarda da hemen boş adamı gördü. Pasörlüğü yani boş adamı görmesi özellikle bu playofflarda geçtiğimiz yıllara oranla çok daha fazla oranla göze çarpıyor. Bu da sanıyorum Mavericksli oyuncularn sahaya iyi yerleşmesinden kaynaklanıyor.

Bir maçta %100'le atılan playoff rekorunu da kırdı Nowitzki 24 serbest atışla. Açıkçası hiç sevmediğim, gözümde Muhittin Boşat'tan farksız Joey Crawford zaman zaman ucuz düdükler çaldı. Keza benzer şekilde Tyson Chandler'a da ucuz faul çalındı diyebilirim. Playofflarda hemen hemen her maçtan sonra hakem konuşuyoruz belki ama şu adamın yönettiği her maçta bir sıkıntı oluyor, orası kesin. Ayrıca belki Nowitzki'nin gölgesinde kalıyor bu maçtan sonra ama Durant de bence çok iyi maç çıkardı. Dallas da onu açıkçası pek savunamadı. Sahayı boydan boya geçip çok rahat sayı buldu. Maç sonunda Kidd'in savunmasını beklemiyordum ama beklediğimden de iyi savundu, top kaybına falan zorladı. Yalnız Westbrook böyle oynadığı sürece Thunder'ın şansı fazlasıyla azalır.

Bench yine iyi işledi. Terry belki delice şut atmadı Lakers maçındaki gibi ama %50 ile görevini bence gayet iyi yaptı. Barea da yine boyalı alana çok rahat girdi, benchten çok iyi katkı aldı takım. Geçen seriden sonra devamını getiremeyen belki de Peja'ydı sadece. Zaten ondan da her maç katkı beklemek de hayalcilik. Dönem dönem çıkacaktır sahneye. 

Serinin ilk maçı itibariyle, göze çarpan eksiklikler Durant'i savunmada çok iyi değil takım. Tamam, belki savunmak çok zor zaten ama sahayı da boydan boya geçmesine izin vermemesi gerekiyor Mavericks'in. Bir de playofflar boyunca potasında 88,2 sayı görerek Bulls'un arkasında bu alanda 2. olan Dallas'ın 112 yemesi de biraz sıkıntı olabilir takımın. İyi bir hücum takımı olsak da savunma ile daha çok öne çıkıyoruz.

Neyse son olarak, ilk maçı kazanmak çok önemliydi. 2. maçı da alıp, kafası rahat şekilde gitmeli Mavericks deplasmana.Önümüzdeki maç, perşembe gecesi 04.00'da AAC'de.

Maçın Özeti:

17 Mayıs 2011 Salı

Mavericks vs. Thunder | Preview


1 hafta aradan sonra, Dallas Mavericks tekrardan sahalara dönüyor. Bu saatten sonra Memphis gelse daha iyiydi ya da Oklahoma'nın gelmesi falan iyi oldu demek gereksiz son 4'e kalındı ve serilerin kolay geçeceğini beklemenin de manası yok. Thunder her sezon üzerine koyarak bugünlere gelmeyi başardı açıkçası da çok tehlikeli takımlar. Yaklaşık 10 gündür takımın dinleniyor olmasının dezavantaj olacağını düşünmüyorum, tıpkı günlerdir deli gibi top oynayan ve konferans finalinde bunların üzerine gün aşırı maç oynayacak olan Thunder'ın yorgun olmasının onlar için bir sorun teşkil edeceğini düşünmediğim gibi. Genç ve yeterince dinamik takımlar, koymaz bence. Dallas'ın ise 10 gündür oynamıyor olması, bu tip yaşlı bir takım için bence çok iyi bir avantaj. Tecrübe konusunda da önde ayrıca Mavericks, genç Thunder'a karşı.

Eşleşmelerde en büyük problemi Durant yaratacak kuşkusuz. Onu yavaşlatabilmek çok mühim ama yapmak oldukça zor. En azından onu savunmada deneyebileceğimiz parçalar var elimizde. Genel olarak Marion'a düşecektir yine bu görev. Carlisle, Kobe karşısında kısa sürede denize dökülen Brewer'ı dener mi, ondan da emin değilim. Yeri geldiğinde DeShawn Stevenson da mutlaka savunacaktır, hatta süreleri bile artabilir, belli olmaz. Thunder'a karşı yine en büyük silahı Nowitzki olacak Mavericks'in. Onların da onu durdurmaları zor gözüküyor. Kidd'in ise Kobe karşısındaki kadar olmasa da, Westbrook karşısında sürpriz bir savunma performansı koyabileceğini tahmin ediyorum. Westbrook çok daha hızlı bir oyuncu olsa da Kidd yavaş ayak dezavantajını savunma bilgisiyle kapayabilir.

Bunların yanında, herkesin hem fikir olduğu Thunder savunmasının, Lakers savunması kadar dağınık olmayacağı. Dallas'ın, Lakers serisindeki kadar rahat şekilde şut atacağını ben de düşünmüyorum. Fakat yine de önemli olan doğru şutu bularak, sakince oynamak. Peja, Terry ve Barea'dan alınacak bench katkısı da çok önemli bu noktada. Olacakları hep beraber göreceğiz. Zevkli bir seri olacaktır ve ortada duruyor gibi bana göre kağıt üzerinde çoğu yerde Dallas Mavericks favori olarak gösterilse de. Bir de son olarak, unutulan Caron Butler'ın bu seriyle dönebileceği konuşuluyor. Oldukça ilerleme kaydetmiş. Eğer dönerse, eski Butler olarak dönemez ancak yine çok fazla oynamasa da katkı verebilir.

Seri tahmini olarak 4-2 Mavericks diyeyim. Blazers serisine benzer bir senaryo bekliyorum. American Airlines Center'da ilk 2 maçı almak çok önemli. Bu gece TSİ 04.00'da başlıyor seri. Barca TV pardon NTV Spor da yayınlıyormuş serinin tamamını, hayret ! Neyse yolumuz açık olsun...

Seri Programı
Game 1: Tuesday, May 17, Thunder at Mavericks, 9:00 p.m. ET
Game 2: Thursday, May 19, Thunder at Mavericks, 9:00 p.m. ET
Game 3: Saturday, May 21, Mavericks at Thunder, 9:00 p.m. ET
Game 4: Monday, May 23, Mavericks at Thunder, 9:00 p.m. ET
Game 5: Wednesday, May 25, Thunder at Mavericks, 9:00 p.m. ET (if necessary)
Game 6: Friday, May 27, Mavericks at Thunder, 9:00 p.m. ET (if necessary)
Game 7: Sunday, May 29, Thunder at Mavericks, 9:00 p.m. ET (if necessary)

9 Mayıs 2011 Pazartesi

Mavericks 4-0 Lakers | Süpürdük Mü?


Dün gece, Dallas Mavericks'in senelerdir yaşadıklarından sonra tam olarak ayağa kalktığı gündü desek sanırım yanılmayız. Geçtiğimiz yılın şampiyonunu süpürmek, her baba yiğidin harcı değildir. Hepsinin teker teker yüreğine sağlık. Böyle büyük bir sevinci en son 2006 Batı Konferansı Finali'nde yaşamıştık herhalde. Süpürmek de kaymağı oldu, 2011 Batı Konferansı Finali için rakibimizi beklemeye başladık artık.

Bu kez Lakers cephesinden başlamak istiyorum yazıya, sonra Dallas'a gelelim. Dallas gerçekten mevcut kadro ile optimum basketbolu oynamaya çalıştı ve büyük oranda da başardı bunu. Fakat seri boyunca tam tersi şekilde oynayan bir Lakers izledik. Bunun nedenlerinin ne olduğunu Lakers'ı çok fazla takip etmediğim için bilemiyorum ki Lakerslı arkadaşlar hala şokta ki biz Dallaslılar olarak bile hala inanmış değiliz şu süpürmeye. Seride ayakta bir nebze olsun kalabilen Kobe Bryant, Andrew Bynum ve benchten gelerek biraz katkı vermeye çalışan Shannon Brown vardı. Takımın geri kalanı ise koca bir 0'dı. Gasol yokları oynadı, Artest de öyle. Nowitzki'yi hiç ama hiç savunamadı bu ikili. Nowitzki'yi savunalım derken, takımın geri kalanını da unuttular. Çok rahat şut kullandı Mavericksli oyuncular. Bunların üzerine Dallas'ın boyalı alana gömülmesiyle, seri öncesinde belirttiğim gibi dış atışlardan hiç başarılı iyi olamayan Lakers, rezalet üçlük attı. Şunu söylemem lazım, son 2 senenin şampiyonu böyle oynayamaz, kaldı ki NBA'in en kaliteli kadrolarından birine sahipler hatta bence en iyi kadroya. Ayrıca Lakers'ı ve Phil Jackson'ı da gram sevmem. Ama en azından büyük saygı duyarım kendisine. 11 şampiyonluğu olan bir koç da böyle veda etmemeliydi NBA'e. İlk defa bir takımı süpürüldü. Yerine muhtemelen yardımcısı Brian Shaw geçecek. Gasol+Bynum = Dwight Howard dedikodularıyla dolu, hareketli bir yaz onları bekliyor olacak bu sene.

Gelelim Dallas'a ve dün geceki maça. Açıkçası dün geceki maç çok özel bir maçtı. Geçen yılın şampiyonu Los Angeles Lakers'ı süpürmek bir yana, seriyi 4-0'a getiren maçı 112-86'lık galibiyetle, 36 sayı fark atarak, çok ağır bir darbeyle aldı takım. Dallas seri boyunca, haddini bilerek, sahaya çok iyi yayılarak, ne yapacağını bilerek ve herşeyden önemlisi her zaman doğru şutu bularak oynadı. Rick Carlisle elindeki mevcut kadroyu optimum şekilde kullanmayı çok iyi bildi. Takım da deplasmanda 2-0 öne geçtikten sonra bile, hiç bir zaman rehavete girmedi. Mükemmel bir seri geçirdik kısacası.

Dün akşamki performanslara gelelim. Çok çılgınca istatistikler ortaya çıktı. Hayatımda gördüğüm en muhteşem bench performansıydı belki de ve bir takımın benchinin oyunu bu kadar domine ettiğini hatırlamıyorum. Lakers takımının tamamı 86 sayı atarken, Mavericks benchi tek başına 86 sayı kaydetti. Benchten gelen Terry, Peja ve Barea'nın toplam kaydettiği sayı 75'ti! Terry ile Peja toplam 16 üçlük denedi, 15'i isabetliydi. Ayrıca toplamda 20/32 üçlük bularak, takımca bulunan isabetlerde playofflardaki rekor egale edildi. (Daha önceki 20 üçlük atan takım; 1996'da Rockets'a karşı başaran Supersonics) Zaten bu, durumun ne kadar uç noktada olduğunu gösteriyor. Terry 9/10 üçlükle 32 sayıyı buldu ve o da NBA Playofflarında  bir maçta, bir oyuncu tarafından bulunan üçlük sayısını egale etti. Maçın son bölümünde, Rick Carlisle Terry'e hiç şans tanımadı açılan farkla beraber. Maç sırasında MM ve KK da eleştirdiler bu durumu ki ben de katılıyorum, en azından rekoru kırması için şans tanınmalıydı diye düşünüyorum. Gelelim diğer öne çıkan oyuncuya, Peja'ya. 6/6 üçlük isabeti ile beraber, benchten gelerek tam 21 sayı üretti o da. Bir nevi 2002 yılının intikamını ağır şekilde aldı Lakers'tan. Bitti denilen, kimsenin yüzüne bakmadığı, sakatlıklarla başı fazlasıyla belaya girmiş bir oyuncunun, yeniden ortaya birşeyler koyabilmesi en azından uzmanı olduğu konuda hala çok önemli bir isim haline tekrardan gelmesi takdire şayan. Hatta bir ara, transition hücumda geriye koşup top falan çalması falan acayipti gerçekten.


Bu takımda Kidd gibi lider olduktan sonra bazı şeyleri düşünmemek lazım. Adamın her hareketi tecrübe. Kobe'ye karşı, 38 yaşında olmasına rağmen Dallas'taki en etkili savunmayı yapması, onun ritmini bozması falan gerçekten şapka çıkartılacak cinstendi. Savunma bilgisi, nerde ne yapılması gerektiğini çok iyi bilmesi onu yaşayan efsane yapıyor. Çok ama çok büyük ! Bunların yanında bir teşekkür de Porto Rikolu Barea'ya geliyor. Mangal gibi yüreği var valla.  Takımda içeri penetre eden ender isimlerden. Lakers'ın boşluklarını çok iyi değerlendirdi. Maçın sonlarında, karaktersiz Bynum'un darbesinden sonra sakatlansaydı gerçekten çok üzülürdüm, neyseki bir sorunu yok.

Diğerlerine gelelim. Tyson Chandler'ın bu takımın ruhu, savaşçısı. Ya da futbol terimiyle savunmanın belkemiği. Belki sırtı dönük oyunu, orta mesafe şutu ya da herhangi bir hücum tehditi yok alley-oop yapmaktan başka fakat savunmadaki gücü, direnci, dinamizmi yeter de artar. Brendan Haywood da kendini toparlayanlardan oldu. Chandler'a iyi bir altenatif isme dönüştü, iyi yedekledi diyebiliriz onun için de. Son olarak Nowitzki ile alakalı birkaç kelam edelim. Sahada olduğu zaman herşey çok daha güzel oluyor. Atamayacağı şut yok zaten. Gasol'u de denize döktü. Özellikle yaptığı asistler, boş adamları bulması çok dikkat çekiciydi. Savunma ona yoğunlaştığı an hemen boş adamı görüp, bütün dengeleri alt üst etti. Ne desek az, çok büyüksün...

Mavericks'in özgüveni tekrardan yerine geldi bu seriden sonra. 1 haftalık bir dinlenme süresi var Dallas'ın önünde. Takım için iyi bir dinlenme ve eksikleri giderme fırsatı diyebiliriz. Konferans Finali için rakibini bekliyor artık takım. Grizzlies ya da Thunder, kim gelirse gelsin serinin bu kadar kolay olmayacağı çok net. Uzayan serilerde, playoff klişesi olan yorgun gelecekler muhabbetinin bu 2 takım geçerli olacağını sanmıyorum ayrıca. İkisi de çok dinamik takımlar, koymaz bence. Blazers serisinden sonra, üzerine koyarak Lakers serisini de geçmeyi başardı takım. Önemli olan daha da üzerine koyarak gitmek bundan sonra. Sene başında, sezon içinde, playofflar başlarken takımın limitinin belli olduğu söyleyip durduk hep. Açıkçası yanıldık. Caron Butler'ın sezonu kapamasından sonra iyice umutsuzluğa kapıldık. Belki de her işte bir hayır vardı, bilemiyorum. Butler sakatlanmasa, belki de Peja gelmeyecekti ve Peja'nın üstlendiği rolü ne kadar yerine getirirdi ya da playofflar başında Beaubois sakatlanmasa Barea'nın oyunu bu tarz olur muydu ayrı bir tartışma konusu olsa da, öyle ya da böyle doğru oynamanın yolunu, olumsuzluklardan kazançla çıkmayı bir şekilde buldu takım. Mavericks kimliğimi bir tarafa koyuyorum, sadece kariyerinin son virajında olan Kidd ve yavaş yavaş oraya doğru gelen Nowitzki'nin bu mükemmel kariyerlerine bir yüzük eklemelerini istiyorum. Ve Dallas Mavericks'in önüne bundan daha güzel bir fırsat gelemez. Şampiyonluk konuşmak için daha erken, fakat şampiyonluk için sadece 8 galibiyet kaldı, olmayacak iş değil gerçekten. Gönül de tabii 2006'nın hesabını kapatmak için Miami'yi istiyor. Neyse öncelikle Konferans Finali var. Gerisini sonra konuşuruz. Yolumuz açık olsun...

Maçın Özeti: 

7 Mayıs 2011 Cumartesi

Lakers 92-98 Mavericks


Biri bana playofflar başlamadan önce Mavericks, Lakers karşısında 3-0 öne geçecek dese herhalde gülerdim. Takım inanılmaz bir playoff performansına imza atıyor gerçekten. Blazers serisindeki takımın üzerine birşeyler koymayı başardılar. Mavericks sahaya çok ama çok iyi yayılıyor, top paylaşımı, doğru şutu bulabilme konusunda da çok başarılı bir seri geçiriyorlar. Bunların yanında takımın mevcut kadrosundan optimum şekilde verim sağalamaya çalışan ve bunu başaran da Rick Carlisle gibi koç var takımda. Ve herşeyden önemlisi Dallas bu seriyi, Lakers'tan çok daha fazla istiyor.

Maçın kahramanı istatistiksel anlamda Dirk olsa da, maçı getiren esas ismin Peja Stojakovic olduğunu söyleyebiliriz rahatlıkla. Hakkını yemeyelim, Nowitzki yine efsane bir maç oynadı. Zor şutları sokmasının yanında, Lakers hala bir çare üretemedi onu yavaşlatabilmek konusunda. 32 sayısı ve 9 ribaundu ile yine liderlik yaptı takıma. Fakat Peja'nın maçı getirmesinin nedeni, çok kritik anlarda, maça kötü başlamasına rağmen atığı üçlüklerdi. Son periyotta kaydettiği 3 üçlük, belki de Lakers'a vurulan en ağır darbeydi maç içinde. Belki de bu maçla 2002 yılının intikamını aldı Peja Lakers'tan.

Terry'nin de hakkını vermek gerek. Takım olarak o kadar kendinden emin oynuyor ki Dallas, Terry'nin Blazers performansından sonra üzerine koyup, Lakers karşısında da sorumluluk alarak takıma benchten önemli katkı vermesi açıkçası çok fena ters köşeye yetirdi beni. Helal olsun demek istiyorum. Jason Kidd ise nasıl büyük bir oyuncu olduğunu bir kez daha gösteriyor herkese. Kobe'yi iyi savunuyor, ayakları yavaş ancak hala güçlü olmasına rağmen arkasında da iyi duruyor, bu da Lakers'ın ritmini bozan diğer faktörlerden. Ek olarak Kidd ile bir şeye değinmek istiyorum. Maçın son anlarında, Gasol serbest atış kullanırken, ilk atışında isabeti bulduktan sonra, ikinciyi kaçırmıştı. 2. serbest atışını kaçırdıktan sonra, Kidd'in hemen Gasol'ün önünde bitiverip, Gasol'e gelen ribaundu alıp, faul çizgisine gitmesi de önsezisinin, oyun bilgisinin ne kadar iyi olduğunun bir göstergesi bana kalırsa.

Lakers'ta ise değişen birşey yok. Artest'in yokluğunda Shannon Brown benchten biraz olsun katkı getirmeyi başarsa da Kobe'nin bu kadar önemli bir maçta az şut deneyip, sadece 1 kez serbest atış çizgisene gitmesi ve 17 sayıda kalması da ayrı bir ilginçlik. Gasol hala kayıp. Lakers'ta tek ayakta kalan isim, Mavericks'in hücum ribauntlarına çare bulamadığı Bynum. Maçın son anlarında da Fisher'ın en kritik yerde, kenardan başlarken Odom'a attığı feci pas açıklanacak gibi değildi ayrıca.

Dallas'taki atmosferde çok etkileyiciydi. Herkes inanmış, herkes mavi t-shirtlerini giymiş, tek tip. Seri 3-0 artık. NBA'de playofflarda 99 kez 3-0 öne geçilmiş ve geri dönen takım yok. Lakers'ın da bu kafa yapısıyla geri dönme şansı pek de yok zaten. Psikolojik olarak çok büyük darbe aldılar ancak süpürülmemek için yine de ellerinden geleni yapacaklardır. Kesin konuşmamak gerek ama  Dallas Mavericks çok büyük oranda geçti bu seriyi diyebiliriz. Bakalım pazar akşamı kilerden süpürgeleri çıkaracaklar mı, onu da göreceğiz. Önümüzdeki maç, yarın akşam, TSİ 22.30'da, American Airlines Center'da.

Maçın Özeti:

6 Mayıs 2011 Cuma

Staples Center'ın Ardından | 2-0 !


Okul o kadar yoğun ki, buraya değil yazı yazmak, internete girebilmek bile sorun şu günlerde benim için. Belki de en fazla güncel olmam gereken şu günlerde çok boşladık belki burayı ama zaten elimizden geldiğince diyoruz hep. Neyse ki maçlar gece olduğu için zaman sıkıntısı olmuyor maçları izlemekte de sıkıntı yaşamıyoruz. 

Neyse gelelim seriye. Kim bilebilirdi ki, Mavericks'in Staples Center'daki 2 maçı da alacağını. Açıkçası takım 1 maç çaldığında, işlem tamamdı bana göre. 1-1 döneceğimizi düşünüyordum ama 2-0'lık skor çok ama çok sürpriz oldu. Peki sezon içinde Dallas'ın üzerinde büyük üstünlük kuran Lakers karşısında, serinin 2-0'a gelmesi nasıl gerçekleşti? En basit tabirle, Dallas'ın Blazers serisinden sonra, o senelerdir kaybettiği özgüveni tekrardan bulması ve seriyi bariz şekilde Lakers'tan çok daha fazla istemesi.

Lakers'ın durumu çok vahim ne yalan söyleyeyim. Bynum pota altında hala etkili, özellikle 2. maçta hücum ribaundlarında çok fazla etkili oldu ama Gasol playoffların başından beri yokları oynuyor. Nowitzki karşısında etkinliği çok ama çok az, hiç savunamıyor Nowitzki'yi. Lakers'ın en büyük probleminin dış atışlar olduğunu söylemiştim. Resmen dökülüyorlar dış atışlarda. Son maç 20'de 2 isabetleri var sadece. O gelen 2 isabet de maçın son anlarıydı, koptuktan sonraydı diyebilirim. Bir ara 15'te 0'dı o istatistik. Bir takım şampiyonluğa oynuyorsa, bir şekilde belli bir standart tutturmalı diye düşünüyorum.

Gelelim Mavericks'e. Herkes elinden geldiğinin en iyisini yapmaya çalışıyor. Nowitzki'yi ayrı bir tarafa koyarsa, bir oyuncu atamayınca yerine hemen diğeri devreye giriyor. Buna en güzel örnek Porto Riko'lu Barea. 2. maçta, Lakers boyalı alanına yaptığı drivelar ile çok kritik katkılar buldu mesela. Chandler da Bynum'un arkasında çok iyi duruyor. Takımın resmen enerji kaynağı savunmada. Hücumda da çok daha agresif bu seride açıkça. Bir de Haywood'un hakkını vermek gerek herhalde. Biraz olsun kendine geldi bu seride. Lakerslı oyuncuları potadan püskürtüyor adeta. Savunmada 2 maç itibariyle çok şey verdi takıma, helal olsun diyorum. Chandler faul problemine girdiğinde de iyi bir alternatif konumuna geldi. Ayrıca Nowitzki de çok iyi bir seri geçiriyor. Bulduğu sayılara şöyle baktığımızda, zaten demek istediğin çok net olarak anlaşılacaktır sanıyorum.

Kobe'yi savunmak da çok mühim. Rick Carlisle belli şeyler denedi Kobe'ye karşı en fazla verimli olan isim Marion. Kidd de iyi duruyor ama arkasında dönem dönem. Zaten pek iyi savunmacı olmayan Terry ve ilk maçta şans bulan Corey Brewer beklediğim etkiyi yapamadı. Kobe hücumda çok destek bulamadı kendisine, zaten Lakers hücumda ne yapacağını bilmeyen bir takım gibi oynadı şu ana kadar, o nedenle Kobe'yi yavaşlatabilmek çok daha önem kazanıyor.

Serinin şablonu genel anlamda böyle 2 maç itibariyle. Önümüzdeki 2 maç da American Airlines Center'da olmasının avantajını söylemeye pek gerek duymuyorum. Şu durumda bile temkinliyim aslında sonuçta Mavericks'i biliyoruz ama her geçen maç o kötü etiketi biraz daha çıkarıyor üzerinden takım. Tarihte kendi sahasında 2 maçı da kaybedip, seriyi kazanan 3 takım var sadece. Bunlar 71' Lakers, 94' Rockets ve 05' Mavericks. O nedenle 3. maçı da alabilirse Dallas seriyi matematiksel olarak olmasa bile, psikolojik açıdan çok büyük oranda bitirecektir. Ek bir bilgi, 2. maçın sonunda Barea'ya kasti olarak tokat atan Ron Artest de 1 maç ceza aldı. 3. maç takımdaki yerini alamayacak olması da avantaj olarak duruyor şu an için.

Bu geceki 3. maç 04.30'da AAC'de. Staples Center'daki seyirciye oranla zaten daha coşkulu bir seyirciye sahip Dallas'ta, iyice gazı almış ve havaya girmiş bir topluluk olacak kuşkusuz. Kobe ve arkadaşları bu maçı almak için ellerinden geleni yapacak ve çok agresif, ısırarak başlayacaklardır maça. 3. maçı alalım, rahata kavuşalım. Rehavet hiç olmasın aman diyeyim...

2. Maçın Özeti:

2 Mayıs 2011 Pazartesi

Mavericks vs. Lakers Preview


Geldik playoffların 2. turuna, yani Batı Yarı Finali'ne. Rakip geçtiğimiz yılın şampiyonu Lakers, çok zor seri ne yalan söyleyelim. İki takım son 10 yılda Batı'nın hep zirvesine oynasalar da bu süre zarfı içinde playofflarda hiç karşılaşmamaları çok ilginç ayrıca. 2 takım en son 1988 playofflarında Konferans Finali'nde karşılaşmış ve seriyi 7 maçta Lakers geçmiş. Tam 23 sene sonra bir kez daha buluşuyorlar playofflarda.

Gelelim artı ve eksilere. Öncelikle kağıt üzerinde de saha içinde de Lakers'ın ağır bastığını ve eşleşmelerde daha üstün olduğunu söylemek lazım. Mavericks'in bu seriyi geçmesi için pek çok doğruyu aynı anda ve kusursuz yapması gerekli. 

Lakers, genel olarak Mavericks'e çok ters gelen bir ekip oldu NBA'i izlediğim 9 sene boyunca. Sezon içinde de açık ara üstünler ve üstün oldukları en önemli nokta boyalı alan. Sezon içindeki maçlarda burada deyim yerindeyse ezdiler Dallas'ı ve Bynum-Gasol ikilisine pek cevap veremedi takım. Eğer seriyi geçmek istiyorlarsa, Dallas savunmasının bel kemiği olan Tyson Chandler'ın, Bynum'un arkasında çok sağlam durması gerekli. Tabi bunu yaparken de faul problemi yaşamadan yapması mühim. New Orleans serisinde ise çok da parlak bir oyun ortaya koyamayan Pau Gasol'ü tutmak da Nowitzki'ye düşüyor tabii ki. Nowitzki'nin takımdaki primer görevi hücum olsa da bu seride çift kat efor sarfedip, Gasol'ü de savunmak zorunda. Ayrıca Rick Carlisle'ın uzun yedekleri arasındaki en önemli alternatifinin, bu sezon kafası bir karış havada olan Haywood olması takımı sıkıntıya sokan etkenlerin başında gelse de eğer Haywood'dan verim alamazsa, Mahinmi'ye yönelmesi gerekli diye düşünüyorum. Öyle çıkıp deli gibi katkı vereceğinden değil, ama en azından bir şeyler denemeli çünkü bu kez takımın karşısında Portland değil, sezon içinde boyalı alanı elek haline getiren bir takım var. Boyalı alan savunması önemli dedik, Rick Carlisle'ın Chandler eksenli uygulattığı alan savunmasını da çokça görebiliriz bu seride ek olarak. Lakers, dış atışlarda çok da istikrarlı bir takım değil, bu zaaflarını içeri gömülerek, alan savunması ile değerlendirebilirse Dallas, seriyi geçme şansını arttıracağını düşünüyorum.

Kısalara baktığımızda ise en önemli noktanın Kobe Bryant'ı savunmak ya da yavaşlatabilmek olduğunu söyleyebiliriz sanırım. Rick Carlisle'ın elinde güzel dış alan savunmacıları var. Bunların başında da Shawn Marion geliyor kuşkusuz. Seri boyunca bol bol Kobe ile eşleşecektir fakat Carlisle, Marion'ın bu görevini rotasyonda Stevenson, Brewer ve Blazers serisinde ayak bileğinde sakatlığından dolayı pek şans bulamayan Beaubois'ya da verebilir. Ancak bu saydığım isimlerden, biri sahada kesin olmalı ve Kobe ile eşleşmeli. Kidd ile Barea'nın bu seride aynı anda sahada olacağını da düşünmüyorum yoksa Kobe efsane maçlar çıkarıp, mükemmel bir seri geçirebilir.

Hücum konusunda ise Terry'nin istikrarlı bir oyunla Blazers serisine benzer bir performans ortaya koyması gerekli. Dirk, çok sağlam bir savunma ile karşılaşacaktır. Nowitzki'ye Ron Artest ya da Matt Barnes'ın getireceği ikili sıkıştırmalara karşılık diğer oyuncuların hücumda verimli oynamaları şart. Dinlenmiş bir Jason Kidd'in serinin her maçında olmasa bile birkaç maç ekstra oynayıp, dış atışlardan katkı sağlaması da önemli bir faktör bana kalırsa. Hücumda Dirk ve Terry'e ek olarak, birkaç oyuncu daha çift haneleri görmeli.

Kavgası, laf dalaşı bol bir seri olacak ayrıca. Son maçta yaşananlar hafızalarda. Mark Cuban ve Phil Jackson'ın sezon başından beri birbirlerine laf sokmaları, zaten birbirlerini sevmeyen iki takım arasındaki iletişimi iyice gerdi. Maçların atmosferinin de çok gergin olacağını düşünüyorum. Phil Jackson, kazanarak başladığı 48 playoff serisini hiç kaybetmemiş. Mavericks seriyi geçmek istiyorsa, Los Angeles'ta 1 maç alıp, öyle dönmeli Dallas'a. Şu durumda, tarafsız gözle seriye bakınca, şanslar %70'e, %30 gibi Lakers lehine bana göre ama madem tarafız 4-2 Mavericks diyelim seri tahminine. Tabi yine basketbol bu, kağıt üzerinde kazanılmıyor. Olacakları bekleyip, göreceğiz. İlk maç bu gece TSİ 05.30'da, Staples Center'da. Ve son olarak adettendir; Beat LA !