28 Ocak 2011 Cuma

Rockets 106-111 Mavericks


Dünkü Teksas derbisi bir basketbolsever için gerçekten zevkli bir mücadeleydi diyebilirim. Heyecanlı bir maç oldu ama Mavericks için tam anlamıyla ızdırap yüklü bir geceydi. Ne olursa olsun, maç Teksas kapışması, farklı bir hava oluşuyor kuşkusuz ben de. Bu bile maçı izlemek için geçerli bir sebep. Bir de maçı NBA Tv'den canlı izleme fırsatımız oldu, kaçırılmayacak bir maçtı meraklısı için. 

Maça gelelim. Açıkçası Mavericks'in bu sezonki hücum anlamında en iyi oynadığı maçtı özellikle ilk yarı. İlk yarıda 64 sayı bıraktı Dallas'lı oyuncular Houston potasına ki, hücumda bazen çok büyük sıkıntılar çeken ve NBA genelinde sayı konusunda 93.7 ortalamayla 23. sırada bulunan bir takım için 64 sayı atmak, gerçekten güzel bir gelişme.

Gelelim ızdırap kısmına. İlk yarı 64-47 bitmesine ve farkın bir ara 25'e kadar çıkmasına rağmen, maçın son çeyrek kafa kafaya gelmesi cidden sinir bozucu bir durumdu diyebilirim. Nowitzki'nin dizi her geçen gün daha iyi duruma gelmesine rağmen rahat olmadığı belli hala. Sadece istikrarsızlık konusunda istikrar sağlayabilmiş Terry ise 15 sayı kaydetmesine rağmen son periyot Dirk ile beraber hiç isabet bulamamaları sıkıntıya soktu takımı. Özellikle son zamanlarada Barea hücum konusunda fazlasıyla sorumluluk alıyor. Dün 19 sayı attı, daha da önemlisi bu 19 sayının, 10'u son çeyrekte geldi. Tyson Chandler ise yine 21'lik bir maç daha çıkarttı Clippers karşısında olduğu gibi, yanındaki 15 ribaund da etkileyiciydi.

Dün Nowitzki'nin etkisiz, Terry'nin ritmsiz olduğu maçta 7 oyuncunun çift hanelerde skor ürettiğini görmek gerçekten güzel. Zaten bu skorda destek olayını her maç belli bir standartta yapabilsek, her şey eminim ki çok daha yola girecek. Beaubois'nın da dönmesine yaklaşık 2 haftalık bir süre kalmış yazılanlara göre. Beklemekten yorulduk artık.

Son olarak ortalama ama güzel bir fiktür var Dallas'ın önünde. Oynanması yakın maçlarda göze çarpan rakipler Knicks ve Celtics gibi duruyor. Fakat bunların haricinde Cavaliers, Kings, Wizards maçları da var bol bol. O nedenle bu toparlanma sürecinde, bu maçları kayıpsız geçmek önemli. Gelecek maç, cumartesi gecesi TSİ 03.30'da içeride, Hawks ile.

Maçın Özeti:

26 Ocak 2011 Çarşamba

Clippers 105-112 Mavericks


Öncelikle şunu söyleyeyim, bir gün bu takımı skor konusunda Terry ile Barea'nın beraber sırtlayacağı aklıma asla gelmezdi. Dün gece, ilk yarıda son derecece kötü bir oyun ortaya konulmasına rağmen ikinci yarıdaki iyi oyun ve mücadele galibiyeti getirdi takıma.

Butler'ın sakatlığı ve Nowitzki'nin hala ritmini bulamaması nedeniyle Mavericks kazandığı maçları bile zar zor kazanıyor şu sıralar. Dün de o tip bir maç oldu aslında Clippers maçı. İlk yarı Clippers özellikle Griffin ile üstünlüğü ele geçirse de, Dallas bu kez benchinin desteğiyle kazandı. Hatta benchin desteği sıradan sayılacak türden değildi, Clippers karşısnda Dallas benchi tam 63 sayı üretti ki gayet önemli bir istatistik.

Oyuncuların performanslarına kısaca göz atalım. Chandler'dan başlamak lazım bana göre. 21 sayı kaydetti ki 5-5 saha içi isabetinin yanında (ki zaten hemen hemen hepsi alley-oop) esas önemli nokta 11-11 serbest atış yüzdesiydi. 21 sayı Chandler'ın bu sezon, bir maçta kaydettiği en yüksek sayı. Faul problemine girmese, kariyer rekoru olan 27'yi de geçebilirdi. Terry ve Barea ikilisi skor anlamında harikalar yarattılar diyebilirim. Terry 28, Barea 25 sayı attı ki zaten böyle atmasalar bile her maç belli bir standartı bulabilseler, Dallas şu halinden çok daha iyi durumda olurdu şu an. Fakat ne kadar iyi oynadıklarını söylesek de, önümüzdeki maç ne yapacaklarını kestirebilmek güç. Bunlara ek olarak, yeni tranfer Peja aktif listede yoktu. Yapılan açıklamalara göre birkaç maça forma giymesi bekleniyor.

Anlaşılan bir süre daha böyle gidecek takım. Bu dönemde özellikle takımın alacağı bench desteği çok önemli. Önümüzdeki maç perşembe gecesi, TSİ 03.30'da American Airlines Center'da Rockets ile.

Maçın Özeti:

25 Ocak 2011 Salı

Peja Stojakovic Mavericks'te !


Butler'ın sakatlığının ve takımın kör topal gitmesinin sonucunda ilk hamle geldi Mavericks'ten. Yaklaşık 1 haftadır ismi geçiyordu Peja'nın ve dün akşam resmi imzayı attı Stojakovic.

Peki Peja bu takıma katkı yapabilir mi? Onu zaman gösterecek şimdilik. Kuşkusuz iyi bir kariyere sahip, 3 kez All-Star seçildi. Sacramento yıllarında yıldızdı, o meşhur Kings kadrosunun en önemli parçalarındandı. Daha sonra Indiana'da yaşadığı diz sakatlıkları ve sonra New Orleans'ta kariyerinin her geçen gün daha fazla dibe vurması ve Toronto'da fazla oynama şansı bulamayan bir Peja. Özetle kariyeri böyle Hırvat oyuncunun.

Dallas'a gelmesi biraz problemli oldu aslında. Raptors'ın Peja'yı waive etmesine karşın, 2 takımın aralarında önceden bir anlaşma olduğunu ve bu anlaşmaya göre de Raptors'ın Georgios Prnitezis'in hakları karşılığında, Mavericks'ten Alexis Ajinca'yı kadrosuna katacağı konuşuldu. Bu takasın nedeni de Mavericks'in, kadrosuna Peja için yok pahasına yer açmamak. Bunun üzerine ilk önce NBA Yönetimi takası engelledi ve olayı inceledi, daha sonra takasa onay verildi, Ajinca Kanada'ya gitti, Peja da resmi olarak imzaladı.

Peja'nın savunma zaafları belli o konuda bir şey beklemek yersiz. Hücumda hala çok önemli bir şutör olduğunu düşünmekteyim fakat biraz form tutmaya, düzenli şekilde oynamaya ihtiyacı var bana göre. Biraz ritm bulduğunda, yeri geldiğinde çok önemli katılar verebilir. Ufak bir ücrete takımda önemli bir şutörün bulunmasından zarar gelmez sanıyorum.

22 Ocak 2011 Cumartesi

2011'de Dallas Mavericks


Finallerim sonunda bitti ve genel olarak da fena geçmedi sayılır. Artık burayı canlandırmanın zamanı gelmiştir. Kaldığımız yerden devam ediyoruz. Blog uyku halindeyken, neler oldu kısaca değerlendirelim.

2011 pek de iyi başlamadı aslında. İlk önce Nowitzki'nin tahmin edilenden uzun süren sakatlığı, arkasından Butler'ın patella tendonundan sakatlanıp sezonu kapaması arka arkaya gelen talihsizliklerdi. Takımın en önemli iki oyuncusu olmayınca, takımın da haliyle ritmi bozuldu ve tepetaklak gitmeye başladı. İlk 29 maçında sadece 5 mağlubiyet alan Mavericks, son 13 maçında ise sadece 3 galibiyet aldı desek herhalde durumun ne kadar kötü olduğunu gösteriyor bize.

Bir de son 2 maçta da Chandler yoktu. O olmayınca, kontratın üstüne yatan Haywood'a kaldı 5 numara ve yapılan alan savunmasının en önemli parçası Chandler'ın ufak rahatsızlığı nedeniyle düşen hücumun yanında, savunma da düşmüştü. Chandler döndükten sonra gelen Lakers galibiyeti aslında çoğu kişiyi yanılttı diyebilirim, öyle de oldu. Lakers'a karşı 109 sayı atılmasına ve Nowitzki'nin sadece 14 sayıda kalmasına karşın, Terry, Kidd gibi isimlerin fazlasıyla ekstra oynamasıyla kazanıldı o maç. Hemen ertesi gece Bulls önünde 77 sayıda kalınması da aslında Terry ve Kidd'in hücum konusunda ne kadar istikrarsız olduklarını bir kez daha ortaya koydu.

Baştan söylemek lazım, Nowitzki sakatlıktan döndü dönmesine fakat eski formundan çok uzak ve %100 iyileşmediği o kadar net ki her halinden anlaşılıyor bana göre. Onsuz gidişatın daha da kötü olacağı için yavaş yavaş oynatılmak isteniyor fakat çok büyük de risk alınmamalı diye düşünüyorum.

Gelelim diğer önemli gündem maddesi, takasa. İllaki birşeyler yapılacak. Cuban, Beaubois ve Dirk'in dönmesini bekleyeceğini belirtti. Dirk döndü, muhtemelen Roddy'i bekliyorlar fakat Beaubois'nın da ne zaman döneceği daha net değil maalesef. Takas senaryoları ise artıyor her geçen gün. Stephen Jackson adı en fazla öne çıkan isim. 2 yıl kalan 14 milyon $'lık kontrata sahip, skor anlamında ciddi katkı sağlar. Diğer adaylar ise Iguodala, Kevin Martin, Gerald Wallace falan. Bir de Nets-Nuggets takasının iptal edilmesi ile Carmelo sesleri yükselmeye başladı ancak Denver'ın onu Doğu'ya yollamak istediğini biliyoruz, Batı'dan bir takıma sıcak bakmıyorlar haklı olarak. Ama tabii belli olmaz bu işler. Bizim vereceğimiz kimler var? Caron Butler ve Stevenson'ın biten ve yaklaşık 14 milyon $ civarındaki kontratı. Geleceği parlak olan ancak gitmesine karşı olduğum Beaubois. Fakat bir takas olacaksa da Beaubois'yı istemeden yapmaz karşı takım onu da belirtmek lazım. Belki de Dominique Jones girebilir olaya. Bekleyip, göreceğiz. 33 gün kaldı trade deadline, mutlaka bir hareketlenme olacaktır.

Bunların yanında, Butler'ın sakatlığında iyi bir dış şutör olan Sasha Pavlovic'e 10 günlük kontrat verildi. Şansı fena kullanmadı, ikinci 10 günlük kontratı da aldı. Yalnız garanti kontrat alacağından şüphem var. Nedeni ise yaklaşık 3 gündür çıkan Peja Stojackovic haberleri. Toronto waive etti, ciddi şekilde ilgileniyor Mavericks ve muhtemelen pazartesi anlaşacaklar. Hangi exception verilebilir bilemiyorum ama Mavericks'in elinde halen kullanamadığı mid-level (gerçi çok fazla olur), bi-annual ve veterenan minimum var. Bunlardan biriyle anlaşmaya varılır diye düşünüyorum. Mid-levelın belki bir kısmı da verilebilir. Ama dediğim gibi çok büyük bir ihtimal anlaşılıcak Peja ile. Gelirse ve sağlam kalabilirse, iyi bir skor alternatifi olur bu sezon her ne kadar düzgün top oynama şansı bulamasa da fakat sonuçta Peja. Mutlaka bir şekilde katkı verir. Son olarak da draft hakkı karşılığında Alexis Ajinca Toronto'ya gidecek yüksek ihtimalle. 

Caron Butler'ı takas etmezse Mavericks, işi zor gerçekten. Fazla ileriye gidemezler bu kadro yapısı ile. Mutlaka bir hamle yapıcak Mark Cuban ve Donnie Nelson. Bakalım...

1 Ocak 2011 Cumartesi

Spurs 99-93 Mavericks


3 maçtır, post atamıyorum bloga. Başlık San Antonio derbisi ile alakalı ama ayrıca kısa bir şekilde durum değerlendirmesi de yapmak lazım biraz.

Öncelikle takip edenlerin bildiği gibi, Nowitzki 3 maçtır oynayamıyor. Oklahoma maçının ilk çeyreğinde dizinden sakatlanmıştı Dirk ve sakatlandığı maçta da takım ortaya yürek koyarak maçı kazanmayı bildi o akşam. Fakat o maçtan sonra takımın vitesi maalesef düşmüş durumda şu an için. Nowitzki'nin durumuna değineyim biraz, çok şükür önemli bir şeyi yok.Toronto maçında oynamayacağı açıklanmıştı zaten, herkes Spurs kaşısında oynamasını bekliyordu fakat riske edilmedi bu maçta da. Açıkçası %100 dönmesi çok daha önemli, birkaç maç daha kaçırsa da mühim değil fakat çok yakında takımdaki yerini alacaktır. 

Gelelim Toronto maçına. Sezon başından beri takımdaki en önemli sorunun Nowitzki'ye gereğinden çok daha fazla endeksli bir hücum sistemi olduğunu söylüyorduk. Bu sorun sezon içinde biraz olsun azalsa da maalesef çıkıp "Bugün de bu adam atar." diyebileceğimiz garanti bir isim yok maalesef. Bu sorunun aslında ne kadar önemli olduğunu, bu sezon yokları oynayan Toronto karşısında 76 sayıda kalınması ile beraber çok net gördüğümüzü düşünüyorum. 

Spurs karşısında ise Nowitzki'nin olmaması takım için çok büyük şanssızlıktı herhalde. Çünkü alınabilecek galibiyet ile Spurs ile aradaki maç farkı sayısı iyiden iyiye azalacaktı. Hani futbolda 6 puanlık maç teriminin, NBA versiyonu gibi bir durum söz konusuydu. Fakat maçın kaybedilmesi ile, aradaki maç farkı sayısı 3.5'a çıktı şu an için.

Nowitzki'siz Mavericks, Spurs karşısında gerçekten ortaya bir karakter koydu bu kez. Maçın başında öne geçilip, 2. periyotun başlaması ile beraber Dallas iyice geriye düşse de toparlanıp, yapılan comeback etkileyiciydi. Caron Butler'ın gerektiğinde sorumluluk alıp 30 sayı atabileceğini gördük bu akşam, sezon kalanında da bu isteği ve takıma vereceği katkı umarım biraz daha artar ve Nowitzki'nin yanında güvenilecek bir sidekick olur. Jason Kidd ve Jason Terry'nin toplamda 31 şutta, 8 isabet bulması takımın zaten bozuk olan hücum ritmini iyice bozdu. Fakat herşeye rağmen Jason Kidd'in 38 yaşında, triple-double yapabildiğini görmek de sevindirici. Her şeye rağmen Nowitzki olsaydı, Mavericks'in maçı kazanabileceğini düşünüyorum. Esasında, Dirk olmadan bu takımın da belli bir karakter ortaya koyabildiğini görmek de güzel bir yandan. Tek şanssızlık bu maçın San Antonio maçına denk gelmesi oldu. 

Bir de yakın zamanda, ufak bir takas ya da küçük bir ekleme yapabileceğini düşünüyorum Dallas'ın kadroya. Nowitzki'nin yedeklenmesinde sorun var maalesef. Brian Cardinal eyvallah, yürek koyup oynuyor ama yapabilecekleri çok sınırlı, çok güvenemiyorum. Steve Novak da sadece dış şut tehditi, o kadar. Piyasada kim var, kim yok şu an için tam olarak bilmiyorum ama oraya bir takviye gerekli. Ya da Rick Carlisle, o noktaya Spurs maçında dikkat çekmeyi başaran Ajinca'yı bir 5-10 dakikalık yamayabilir üstüne düşerek ama bir çözüm üretilmesi gerekli bu eksikliğe. Aslında karısının hastalığı nedeniyle, basketbolu bırakmak zorunda kalan Tim Thomas aslında çok iyi bir alternatifti ama maalesef içinde bulunduğu durum onu basketboldan uzaklaştırdı. 

Nowitzki muhtemelen bu akşam oynanacak olan Milwaukee Bucks maçında da forma giyemeyecek. Sezon içinde, 12 maçlık galibiyet serisini bitiren Bucks'tı, bu maç da kaybedilirse hem Bucks'a sezon içinde galibiyet alınamayacak hem de arka arkaya 3. maç kaybedilmiş olacak. Artık Nowitzki'siz de kazanmayı öğrenmek lazım diye düşünüyorum. Maç TSİ 04.00'da, Bradley Center'da.

Spurs Maçının Özeti: