29 Ekim 2010 Cuma

Bobcats 86-101 Mavericks

Evet, sezon yaklaşmışken blogu boşladım, sezon başladı blogu boşlamaya hala devam ediyorum. Okul bastırdıkça bastırıyor, zaman çok kısıtlı. Oyuncuları tanıtma işi yarıda kaldı bunun da farkındayım. (Gerçi zaten ne kadar okuyanımız var, orası da meçhul.) Ama, zaten bir zahmet Nowitzki, Terry, Butler, Kidd'i falan bilin diyerek, kendimi hemen temize çıkartayım, eheh. Şaka bir yana sezon başladı, maçları gününe gününe değerlendirmeye çalışacağım. Bir gün geç kalsak da Bobcats maçı ile başlıyoruz.

Sezonu Charlotte Bobcats maçı ile açtı Mavericks. İlk maçta kazanmak çok güzel, iyi bir başlangıç her zaman iyidir. Maça da fırtına gibi girdi diyebiliriz Mavericks için. 16-0 başlayan ilk çeyrek, 21-8 seri ile biterek 24-21 bitti. Benim için sürpriz olan ise Chandler'ın ilk 5 çıkması oldu. Bütün yaz, Haywood'un ilk 5 çıkacağını okusak da Chandler'ın başlamasına şaşırdım. Takımın ilk 5'i, Kidd-Terry-Butler-Nowitzki-Chandler şeklindeydi. Özellikle Terry, bir süre daha çıkacak ilk 5'te gibi duruyor şu an için, Beaubois döndükten sonra, esas görevi netleşir bence, benche de kayabilir ileride.

Maçta öne çıkanlara gelelim. En baştan Kidd'e ayrı bir paragraf açmak lazım sanırım. 18 asist yaptı 30 dakikada, 38 yaşındaki Kidd. Her maçından sonra daha da saygım artıyor.. Bunların yanında, Nowitzki de serbest atış yüzdesi gibi, saha içinden 11-13 atınca, sadece 13 şutta 28 sayıya ulaştı. Ayrıca, en son 2006-2007 sezonuna double-double yaparak başlayan Dirk, Bobcats maçında 13 ribaunt çekerek sezona double-double ile başladı. Bir de arka arkaya 78. serbest atışını sokarak, NBA tarihinde 4. sıraya çıktı. Rekor ise 97. Bunu da geçip geçemeyeceğini, yaklaşık olarak 3 maça sonra anlayacağız gibi duruyor şu an için. Terry ise en hazır isim gibi. 22 sayıyla başladı sezona. Geçen sezonki istikrarsızlığını, umarım bu sezon görmeyiz.

Nowitzki'nin yanında hep 2. bir sağlam el olmamasından dert yandık senelerce. O isim Caron Butler olmasına rağmen, geldiğinden beri o All-Star yıllarındaki performansını aratıyor, onun eskisi gibi oynaması Mavericks'i kuşkusuz bir kaç gömlek yukarı taşıyacaktır. Chandler 8-8 yaptı fena değil ama ribaunt, çift hanelerde gezinmeli. Haywood ile süreleri paylaştıkları için, Haywood'un geçen seneleri rakamları yakalaması zor gibi. Aldığı dakikaya göre, çektiği ribaunt iyi olsun, yeterli zaten. Her şeye rağmen güzel başladı Dallas fakat daha hazır değiller. Biraz daha zamana ihtiyaçları var şimdilik. Sıradaki maç, bu akşam Memphis ile American Airlines Center'da.

15 Ekim 2010 Cuma

Oyuncuları Tanıyalım: Tyson Chandler

Serinin bundan sonraki oyuncularını biraz daha yüzeysel geçeceğim. Zaten NBA'i kıyısından, köşesinden takip edenler, yazılacak diğer isimleri de biliyorlar. Tyson Chandler, 1982 Hanford, California doğumlu. Liseyi Compton'da, Domingez Lisesi'nde okuduktan sonra 2001 NBA Drafti'ne girmeye karar vermişti ve Los Angeles Clippers tarafında ilk tur, 2. sıradan seçilmişti.

Draft ve NBA kariyerine birazdan değineceğim. Tyson Chandler özelliklerini sıralayalım biraz. Chandler 2.16 boyunda ve 107 kilo civarında. En önemli özellikleri tabii ki mükemmel atletikliği, blok yeteneği ve ribauntları. Fakat onun da maalesef diğer Mavericks pivotları gibi hücum gücü pek yüksek değil. Ama Kidd ile oynayacağı için bol bol alley-oop izlettirir bize. Diğer eksileri ise sakatlık problemleri ve fazla faul yapması diyebiliriz.

Chandler, yukarıda da yazdığım gibi Clippers tarafından draft edildikten hemen sonra, Elton Brand karşılığında Chicago Bulls'a draft edilmişti. NBA'de 10. yılına başlayacak oyuncu, kariyeri boyunca Bulls, Hornets ve Bobcats formaları giydi. Çıktığı 588 maçta, 8.1 sayı, 8.8 ribaunt ve 1.4 blok ortalamaları yakaladı. Geçtiğimiz offseasonda da Erick Dampier'ın 13 milyon $'lık biten kontratı, Eduardo Najera ve Matt Carroll karşılığında, Alexis Ajinca ile beraber Dallas'a gelmişti. 

Peki Chandler ne katar Dallas Mavericks'e? Öncelikle Chandler'ın kontrat durumuna bakalım. 12.7 milyon $ alacak bu sezon ve önümüzdeki yaz restricted FA olacak. 29 yaşında olduğunu düşündüğümüzde alacağı son uzun kontrat olacak. Bu nedenle çok istekli, çok hırslı bir Chandler izleriz gibi geliyor bana bu sezon. Bir de takıma gelmesiyle beraber, Dallas'ı takip ettiğimden beri ilk defa bu kadar derin ve opsiyonlu bir pivot rotasyonu oluştu takımın. Şöyle ki, Carlisle'ın açıklamalarına göre benchten gelecek Chandler ve süreleri Haywood ile paylaşacaklar. Haywood ve Chandler'lı pota altı hücum konusunda çok fazla bir şey vermese de işin savunma yönünde yeterli katkıyı fazlasıyla verecektir bana göre. Zamanında Dallas'ın, Shawn Bradleyler, Calvin Boothlar, Raef LaFrentzler ile oynadığını göz önüne getirdiğimizde, büyük nimet gereçekten. Geçen sezon Dallas'ın NBA genelinde 41.3 ribaunt ortalamasıyla 17. sırada olduğunu da düşünürsek, bu noktada çok önemli bir role sahip bence Chandler. Şu anki en önemli soru, sezon içinde sağlam kalıp kalmayacağı. Sakatlık problemi çok yaşadı son senelerde ve eğer gerçekten çok sıkıntılı bir sezon geçirmezse ben beklenenden çok daha fazla yararlı olabileceğini düşünüyorum. Oyun ve istatistik bazında en iyi yıllarını Chris Paul ile geçirdi Chandler. Burada da Kidd var, neden double-double ortalamalar yakalanmasın bir kez daha? 

11 Ekim 2010 Pazartesi

Oyuncuları Tanıyalım: DeShawn Stevenson

Neredeyse ortaladık seriyi. DeShawn Stevenson ile devam edelim. Aslında Stevenson çok sevdiğim bir oyuncu, hele NBA Live ya da NBA 2K gibi oyunlar oynuyorsanız, kesinlikle kadronuzda bulunması gereken bir türden adamdır. Biraz Stevenson'ın çocukluk dönemine değinelim çünkü sıkıntılı bir çocukluk çağı geçirmiş. DeShawn Nisan, 1981, Fresno-California doğumlu. Annesi ve babası hiç evlenemeyen Stevenson'ın doğduktan 1 yıl sonra babası Darrly, iddiaya göre kardeşine kasap bıçağı ile saldırmış ve  2 ay Fresno County Akıl Hastanesi'nde tedavi gördükten sonra, mahkeme kararı ile oğlunun tüm bakım sorumluluklarını üzerine alacağına dair kararı imzalamış. Fakat daha sonra da rahat durmadığından, akıl sağlığının yerinde olmadığı anlaşılmış ve paranoyak şizofreni teşhisi konulmuş. 1993 yılında Darrly Stevenson kendi annesini öldürdükten sonra hapse düşmüş ve 1999 yılında akciğer kanserinden ölmüş ve göğsünde tek kelimelik bir dövme varmış, DeShawn...

Daha sonra üvey anne ve babası ile yaşamaya başlayan DeShawn, Kansas'ta koleje gitmeyi düşünse de Washington Union Lisesi'nden drafte girmeyi karar vermiş. 1.96 boyunda ve 99 kiloda olan Stevenson'ın oyun anlamında iyi sayılabilecek bir dış savunma oyuncusu olduğunu söyleyebiliriz. Ama en önemli özelliği ise atletikliği desek daha doğru olur sanıyorum. Hücum anlamında ise pek yeterli seviyede değil. 2000 Draft'i, ilk tur, 23. sıra Utah Jazz tarafından draft edilmişti Stevenson. 11 yıllık NBA kariyeri boyunca, Utah, Orlando ve Washington formalarını giydikten sonra, geçtiğimiz sezon ortasında Caron Butler, Brendan Haywood ile beraber Dallas'a gelmişti. NBA kariyeri boyunca, 645 maça çıkıp, 7.9 sayı, 2.3 ribaunt ve 1.8 asist ortalamaları yakaladı.

Orlando'da 9, Washington'da 2 numarayı giydiği için, Dallas'ta da bunların birleşimi olan 92 numarayı giymeyi tercih eden Stevenson'ın 4.1 milyon $'lık kontratı bu sezon sonunda bitecek. 29 yaşında olduğunu düşününce alacağı adam gibi son kontrat olacaktır . Dallas'ın Kidd, Terry, Beaubois, Barea rotasyonunda fazla süre bulmasını şu anlık beklememiz zor fakat şans bulduğunda da mutlaka iyi değerlendirmek için ekstra motivasyon ile oynayacaktır bu nedenden ötürü. Fakat her şeye rağmen iyi bir dış savunma alternatifi diyebiliriz. Kadroda olmasında fayda var. 

Mavericks 90-98 Suns




Birçok spor açık havada yapılmasına rağmen, resmi bir basketbol maçının açık havada yapıldığına pek şahit olmamışızdır herhalde. Dün oynanan ve Dallas'ın, Phoenix'e 98-90 kaybettiği kaybettiği maç işte burada oynandı. İlginç bir maçtı gerçekten. Hazırlık maçları pek önemli değil, eksikleri görmek lazım diyerek bu maçı da geçelim şimdilik. Zaten gerçek rotasyonl falan da oynanmıyor maçlar. Yaklaşık 2 hafta kaldı NBA'in başlamasına şaka maka, iyice şenlenir blog zaten. Ayrıca, geçen gün antrenmanda bayılan ve hastaneye kaldırılan Rick Carlisle'a da geçmiş olsun diyelim buradan, neyse ki önemli bir şeyi yokmuş.

8 Ekim 2010 Cuma

Bulls 83-88 Mavericks


Dallas Mavericks 2. hazırlık maçında, Chicago Bulls'u, American Airlines Center'da 88-83 mağlup etmeyi başardı. Nowitzki'nin 30 sayı, 10 ribaunt çekmesi, yavaştan form tuttuğunun göstergesi. Bu maça ilk beşte başlayan Dominique Jones'tan her seferinden umutlu olduğumu söylüyorum. Zamanla daha da forma şansı bulacaktır. Ian Mahinmi'nin 12 dakikada 9 ribaunt çektiğini de yazıya iliştirelim. Ribaunt demişken, bu sene de ligin en iyi ribaunt çeken takımlarından olacak yine Mavericks. Wizards maçında 46, bu maçta da 54 ribaunt alınması gayet tatmin edici. Zaten bu kadar uzun bir beş ve kadro varken aksini düşünmek de pek mantıklı değil. Takım yavaş yavaş hazır hale geliyor. Şu an için lige en hazır oyuncular Butler, Nowitzki ve Terry gibi. Diğerlerinin biraz daha zamana ihtiyacı var.

6 Ekim 2010 Çarşamba

Wizards 97-94 Mavericks

Hazırlık maçları başlamış durumda. İlk maçı dün kendi sahasında Washington Wizard ile yaptı Mavericks. Lester Hudson'ın bitime, 2.5 saniye kala attığı üçlükle kaybetti Dallas. Hazırlık maçları pek önemli değil diyelim, klişe bir tabirle. Zaten rotasyonda hemen hemen herkese şans vermeye çalıştı Rick Carlisle.

Öne çıkan oyunculardan biri Terry'di bugün. Özellikle işin savunma yönünde gayretli olduğunu vurgulamamız gerek. Geçen sene bu takımın en büyük zaaflarından biri de dış alan savunmasıydı. Ayrıca Dominique Jones'tan da umutluyum bu konuda. Takımın uzun rotasyonu ise bence ileride daha da yukarı seviyelere gelecek. Bu akşam onun sinyalleri veriliyor gibiydi.

Aslında şu an için önemli olan takımın durumunu görebilmek ve hazırlık kampına davet edilen oyunculardan, kadroyu 15'e düşürürken kimlerin kalıp, kimlerin gideceğine karar vermek. Yenilgi ile başlandı fakat çok da mühim değil şimdilik.

4 Ekim 2010 Pazartesi

Oyuncuları Tanıyalım: Ian Mahinmi


Seriye Ian Mahinmi ile devam ediyoruz. Jamaika asıllı oyuncu, 1986, Rouen, Fransa doğumlu. Mahinmi küçükken, kardeşi ile beraber futbola merak saldıktan sonra basketbol oynamaya karar vermiş, aynı zamanda okul çağında bir süre de voleybol oynamış. 

2.11 boyunda ve yaklaşık 105 kilo civarında olan Mahinmi'nin, en önemli özelliği olarak içerideki sertliği ve atletikliğini gösterebiliriz. Ayrıca uzun kollara sahip ve iyi denebilecek bir ribauntçı fakat en önemli eksiliği hücumda pek etkili olamaması. Jamaikalı oyuncu 2004 yılında 18 yaş altı Avrupa Şampiyonası'nda dikkatleri üzerine çekmişti ilk kez. Hatta, radarına girdiği isimlerin arasında da şimdi Thunder GM'i, o zamanki San Antonio Spurs scoutu Sam Presti de vardı.  Fransa Milli Takımı'nda oynadıktan sonra, ilk ciddi kontratını STB La Havre takımı ile yaptı. Burada bir sezon oynadıktan sonra, NBA'in yolunu tuttu ve Avrupa'ya dönüş yaparak, 2006 yılında Pau Orthez ile kontrat yapan Ian, o sezon takımın Fransa Kupası'nı kazanmasına yardımcı olmuştu. 

NBA kariyerine değinelim biraz da Mahinmi'nin. Sam Presti'nin ilgisini çektiğini yukarıda da belirtmiştim ve 2005 yazında ilk tur 28. sıradan draft edildi San Antonio Spurs tarafından. Aslında Spurs'ün bu tercihi, şaşkınlıkla karşılandı biraz da nedeni ise 128 kişilik draft rehberinde isminin yazmıyor olması. David Robinson'ın emekli olmasından sonra, içeride big man vasıflı bir oyuncunun olamaması aslında böyle bir geleceğe yönelik tercihe itmişti Spurs'ü. Zaten draft olduktan sonra tekrardan Fransa'ya döndü hemen. 2007 yılında NBA'e tam olarak attı Jamaika'lı fakat fazla forma şansı bulamadı. NBA kariyerinde sadece 2 sezonda 32 maç oynadı ve ortalama 5.9 dakikada 3.8 sayı, 1.8 ribaunt ortalamaları yakaladı. Geçtiğimiz sezon da Dallas Mavericks'in, San Antonio Spurs'e 4-2 elendiği 2010 Playoffları'nda, 2 maçta forma şansı bulmuştu.

13 Temmuz günü 2 yıllık anlaşma imzaladı Mavericks ile ve takımın capini etkilemeyecek, kontratı bulunmakta. Bu sezon, 760.000 $, seneye de 885.000 $ civarında bir meblağ karşılığında oynayacak. Takımda oynayabilmek için, önünde Haywood ve Chandler gibi iki isim bulunmakta şu an için ve ilk etapta süre bulması zor olacaktır. Yeri geldiğinde, 4 numara da oynayabilmesi belki şansını biraz daha arttırabilir fakat pek olası gözükmüyor şimdilik. Mutlaka şans gelecektir ve şans geldiğinde de çok iyi değerlendirmek zorunda. Takımdaki rakibi Alexis Ajinca başlangıç olarak ve  onunla beraber takımın 3. pivotu olmak için rekabet edecekler.