Dün herhalde kimse Dallas Mavericks taraftarının yerinde olmak istemezdi desem pek yanılmam sanıyorum. Yine bir playoff dönemi, yine çok ağır bir darbe aldı takım. 2006 Miami, 2007 Golden State gibi çok ağır psikolojik hasar alan Dallas'ın, bu zincire bir halka daha ekleyebilir ilerleyen günlerde, herkes hazırlıklı olsun...
Maça gelelim. İlk çeyrekte tam 12 top kaybı yaşandı ve ilk çeyrek skoru 16-11 gibi kısır bir skorla Mavericks üstünlüğü ile sona erdi. 2. çeyrek, ortalama bir ikinci çeyrek olarak geçtikten sonra, Dallas 3. periyot maça ağırlığını koydu ve farkı bir ara 23 sayıya kadar çıkardı. Bu nokta Portland için bir nevi yolun sonu, Dallas için Batı Yarı Finali anlamına geliyordu. Blazers'ın hücumda son derece tıkanık bir oyun oynayarak arka arkaya 17 hücumda başarısız olması ve Mavericks'in yaptığı iyi savunma Portland'ın iyice direncini kırmıştı.
Şunu net söylemeliyim ki, son periyoda bu kadar farkla önde girerken bile nedense içim rahat olarak maçı izleyemedim. Her an, her saniye bir terslik olacak gibi geldi ve de belki de NBA tarihinin en sağlam geri dönüşlerinden birine imza attı Portland. Seri öncesi değerlendirmemde dizleri bitme noktasına gelen Brandon Roy'dan pek çekinmediğimi söylemiştim, nitekim ilk 2 maç itibariyle de haklı çıktım. Ancak Rose Garden'daki maçlarda hakkını vermek lazım mükemmel oynadı. Hatta dünkü maçta, son çeyrek performansı şimdiden efsane olmuştur bana göre. Çıkıp son çeyrek 18 sayı atarak, dağılmak üzere olan, takımın geri kalanının kafaca bittiği maçı çevirdi. Helal olsun, çok büyük yürek patlaması yaşandı.
Peki Dallas bu süre zarfı içinde neler yaptı? Son çeyreğe girerken oyuncuların üzerinde rehavet oldu mu bilemiyorum ama son çeyreğe bu kadar büyük bir farkla önde giren takımın ne olursa olsun, playoff ortamında bu tip bir yenilgiye izin vermemeliydi. Portland bangır bangır geri dönerken Carlisle duruma bir türlü önlem alamadı. Roy'un savunulmasında bir sürü şey deneyebilirdi ama yapmadı, o da sınıfta kaldı. Stevenson'ı, Brewer'ı üzerine salabilirdi ya da alan savunmasına geri dönüp zaten üçlüklerde sıkıntı yaşayan Blazers'ın üçlüklerini riske edebilirdi. Birçok şey yapabilirdi ama yapmadı. Bir de diğer anlayamadığım, seri boyunca son çeyrekleri mükemmele yakın oynayan Nowitzki'ye maçın sonunda nasıl top inmez bunu da çok ilginç...
Kağıt üzerinde seri 2-2. Dallas bu maçı adam gibi kaybetseydi açıkçası çok da ilginç bir olay olmayacaktı. Hala da bir şey kaybettikleri yok gibi, saha avantajı Mavericks'te. Ama bu dediğim, sadece kağıt üzerindeki görüntü maalesef. İşin boyutları çok daha büyük bana göre. Bu mağlubiyet yakın geçmişte Miami ve Golden State facialarının da yaşandığını göz önüne getirdiğimizde, sanılandan çok daha ağır bir travma. Mental açıdan ne haldeler bilemiyorum oyuncular ama durumun çok da parlak olduğunu düşünmüyorum. Seri Dallas'a taşınıyor, 5. maç o kadar kritik ki takım için anlatmama gerek var mı bilmiyorum. Eğer Mavericks kazanırsa, tekrardan ayağa kalkar. Eğer kaybederse, 2006 Dallas-Miami final serisinin bir benzerini izlemiş oluruz. Mark Cuban'ın da neler yapacağını çok merak diyorum. Artık takımı taraftara mı dövdürtür, prim mi dağıtır bilemiyorum ama Dallas'ın 5. maçı kesinlikle kazanması gerek ve üzerlerinde bu kadar baskı ve karşılarında tekrardan ayağa kalkan Brandon Roy olduğunu düşününce bu işin pek de kolay olmayacağı görünüyor. 5. maç, Pazartesi akşamı TSİ, 03.30'da American Airlines Center'da.
Maçın Özeti:
Bu da Mavericks taraftarının dün geceki ruh hali:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder