11 Mart 2011 Cuma

Knicks 109-127 Mavericks


Grizzlies yenilgisinden sonra zorla alınan Timberwolves galibiyeti ve komik şekilde kaybedilen Hornets maçından sonra, coach Rick Carlisle; "Bizim çocuklar soft, dirençsizler abisi" gibi bir açıklama yapmıştı ve back to back'in 2. ayağında dün akşam Mavericksli oyuncular çok iyi bir oyun ortaya koyarak, Carlisle'a cevap vermeye çalıştılar, başarılı da oldular.

Öncelikle Carlisle'ın açıklamalarından başlayalım. Komik şekilde Grizzlies maçının kaybedilmesinden sonra, çok zor alınan Minnesota maçı ve New Orleans maçında son 1.17 dakikaya 7 sayı önde girilip maçın verilmesi Carlisle'ın hakılı olarak sinirlerini bozmuştur. Ortada bir gerçek var ki, o da Dallas Mavericks'in çok hızlı öne geçtiği maçlarda, rakibinin maçın sonlarında yakalamasına izin vermesi. Mavericks bu tip maçları genelde kazandı ama 3 tane maç vardı ki gerçekten söyleyecek söz bulmakta zorlanırız sanırım. Bir tanesi geçen ay yaşanan Denver maçı diğerleri ise bu hafta kaybedilen Memphis ve New Orleans maçlarıydı. Fikstüre baktığımda bu kaybedilen maçların zararının çok daha fazla olacağını düşünmüştüm. Çünkü nefesini ensemizde hissettiğimiz Lakers'ın her geçen gün bir adım daha Dallas'a yaklaşması ve Mavericks'in önünde Knicks, Lakers, Blazers gibi maçların olduğunu düşününce bu endişe bir kat daha artıyordu. Neyseki dünkü alınan New York galibiyeti ve Lakers'ın Miami'de kaybetmesi takımın bu konuda rahat nefes almasını sağladı. Pazar gecesi Dallas, Lakers ile yapacağı maçı da alırsa biraz daha rahatlayacak bu konuda.

Neyse, başlıkla alakalı konumuza dönelim şimdilik. Sezon başından beri Mavericks, en ilk yarı iyi performanslarından birini gösterdi bana göre 2011 Knicks karşısında. Bunun altında tabii ki Mike D'Antoni'ninde basketbol anlayışı da yatıyor kuşkusuz ama ne olursa olsun daha ilk yarıdan 72 sayıya ulaşıp, Knicks'e 21 sayı fark atmak başarıdır sanıyorum.

En fazla öne çıkan oyuncu da Shawn Marion'dı dün akşam. Bir maç önce kaburgalarından sakatlanmıştı ve oynayıp oynamayacağı belli değildi. Maçtan sonra yaptığı açıklamada biraz rahatsızlık duyduğunu belirtmiş ama çok da kötü değilmiş durumu. Marion'ı öne çıkaran oyunu ise 22 sayı, 9 ribaundluk katkısıydı. Ancak daha da önemlisi Carmelo Anthony'i çok iyi savunarak 5/15 isabet oranında tutmasıydı diyebilirim. 

New York galibiyeti güzel oldu. Nefes aldırdı takıma. Esas sınavı cumartesi gecesi TSİ 04.00'da içeride Lakers karşısında veriyoruz. Batı 2.liği ve karşı tarafa mesaj verebilmek için çok kritik bir maç...

Maçın Özeti:

9 Mart 2011 Çarşamba

Ricky Rubio Takası ?


Bugün bir haber gördüm. Mark Cuban'ın, yazın takas ile Ricky Rubio'yu getireceğini okudum. Yapabilir mi bu tip birşeyi peki? Bilemiyorum. 2009 Drafti'nin, 5. sırasından seçilmişti Rubio ama NBA'de tek bir maç bile oynamadı, Avrupa'ya döndü. Yazınki Dünya Şampiyonası'nda pek de iyi değildi, bu sezonsa üçlük yüzdesi de pek iç açıcı değil. Zaten en büyük eksikliği şutu.

Şutunun kötü olmasının yanında, Minnesota taraftarlarından da soğuttu kendisini. Her zaman Minnesota'da ne yapacağım diyerek isteksizliğini dile getirip, mesela her zaman New York'ta oynamak, büyük şehire gitmek istediğini söyleyen bir oyuncu oldu. David Stern'ün Rubio'yu karşısına alıp, bu ligin işleyişini anlatması gerekli. Draftten gelen çok iyi adamlar, bir önceki sezonun başarısız takımına giderler, bu kadar basit. Ligdeki takımlar arasındaki güç dengesi hep böyle sağlandı. Gerçi o denge gitgide bozuluyor ya, neyse...

Konumuza dönelim. Mark Cuban ve Donnie Nelson'ın bu takası yapmak istemelerinin nedeni belli sanıyorum. 2012 yazında kontratı bitecek ve muhtemelen emekli olacak Jason Kidd'in yerine, yavaş yavaş Rubio'yu monte etmek. Şu an için ortada somut bir şey yok sadece Cuban arzusunu belirtmiş, keşke biz draft etseydik demiş. Olacakları hep beraber bekleyip, göreceğiz artık. 

Bir de takas dönemi yeni bitti, nereden çıktı bu haber demeyin; Dallas Mavericks'te transfer bitmez... :)

7 Mart 2011 Pazartesi

Grizzlies 104-103 Mavericks


Memphis Grizzlies'ın, Mavericks'e ters geldiğini dün bir kez daha gördüm. 2 takımın aralarındaki maçlarda NBA tarihi boyunca 50'ye 13 üstünlüğü olsa da, son 10 maçın da 6'sının Memphis galibiyeti ile bittiğini söylemek gerek. Dün maçı sadece ilk yarısını izlemekle yetindim. İlk yarı sonunda, 17 saylık üstünlük olunca ve ertesi gün erkenden kalkmam gerektiği için uyumaya karar verdim ama American Airlines Arena'da hiç de beklenmedik bir yenilgi almış takım.

Öncelikle Spurs'un Lakers'a kaybettiği gece, Dallas'ın da kaybetmesi çok kötü. Eğer bu maçı alınsaydı bir adım daha yaklaşılacaktı Spurs'e. Memphis'in çok ilgin bir takım olduğunu söylemek gerek. Ne zaman işler iyi gitse, ortaya çıkıp çomak sokuyorlar. Dünkü maçın 3. periyodunda 41 sayı yemek  ne demek? İnanılmaz ve bir o kadar acı bir istatistik. Resmen dökülmüş takım 2. yarıda. Yine de 3 saniye kala Nowitzki'nin basketiyle maç geliyormuş ama Zach Randolph buna izin vermemiş. Hiç hesapta olmayan bir mağlubiyetti. 

Beaubois'yı ilk yarıda çok beğendiğimi belirtmeliyim yalnız. Maça harika başlayarak, 6 dakikada 12 sayı üretti ve maçı 14 dakika oynayarak 15 sayıda tamamladı. Carlisle, Roddy döndüğünden beri yaklaşık 15 dakika süre tanıyor. Biraz daha ritm bulmasını bekliyor diye düşünüyorum. İlerleyen zamanlarda arttıracaktır dakikalarını.

Bir de ufak bir detay vereyim. Dallas Mavericks 1999 yılından beri, 999 maçtır arka arkaya 3 sayılık basket kaydediyordu. Dün akşamki Memphis maçıyla bu seri 1000'e çıktı. Mavericks bu ünvanı geçtiğimiz günlerde, 986 maçlık serisi olan Toronto Raptors'ın elinden almıştı. 

Son olarak, son 20 maçın 18'ini kazandı takım. Kaybedilen 2 maç da son anlarda komik şekilde verilen Denver ve 17 sayıdan verilen dünkü Memphis maçı. Çok basit yenilgiler bana kalırsa, çok rahat uzun bir galibiyet serisi yapabilirdi takım ama olmadı. Zaten önemli olan artık Lakers'ın arkasına düşmemek Batı'daki sıralamada. Önümüzdeki maç, bu akşam TSİ 03.00'da deplasmanda Timberwolves ile. 

Maçın Özeti:

5 Mart 2011 Cumartesi

Pacers 108-116 Mavericks


Çok iyi oynamadan da kazanabilmek güzel. Özellikle savunma konusunda pek iyi değildi takım dünkü maçta ama ortaya koyulan hücum performansı ile arka arkaya kazanılan 8. galibiyet geldi.

Öncelikle gerçekten savunma konusunda sıkıntı yaşadığı açık Dallas'ın bu geceki maçta. İlk çeyrek 33 sayı yemek pek iyi bir istatistik olmasa da maçın ilk yarısında Pacers potasına 68 sayı göndermek de o kadar iyi bir istatistik. Bu biraz da Indiana'nın basketbol stilinden kaynaklanıyor aslında. Dün Dirk 29 sayı kaydetti. Sadece 12 şutta 29 sayıyı görmesi, ne kadar yüzdeli ve verimli oynadığını anlatamaya yetiyor sanırım. 

Nowitzki'ye skor anlamında en önemli desteği, her geçen gün 6. Adam ödülüne iyiden iyiye göz kırpan Terry'den geldi. Onun da 21 sayı, 6 asistlik performansı galibiyette önemli rol oynadı. Bunlara ek olarak, bir detay vermek lazım Kidd ile ilgili. Dünkü Pacers maçında, kariyerinin 2445. top çalmasını yaparak bu alanda NBA tarihinde 3. olan Gary Payton'a yetişti. Muhtemelen ilerleyen dönemlerde de 2514 top çalma ile 2. sırada olan Michael Jordan'ı da geride bırakacak. Fakat 3265 ile 1. sırada olan John Stockton'ı da geçmesi zor görünüyor.

Chandler'ın durumu hakkında da bilgi vereyim. Geçen maç ayak bileğinden sakatlanarak, soyunma odasına gitmiş ve bir daha da dönmemişti. Çekilen MRI sonuçlarına göre haberler iyi, negatif çıkmış ve o açıklamadan sonra en az 2 maç kaçıracağı belirtilmişti. Çok fazla uzamaz umarım. Onun yokluğunda ise Brendan Haywood ve Ian Mahinmi'nin süreleri arttı haliyle. 2 oyuncu toplamda 17 sayı, 10 ribaundda kaldı.

Son olarak, yeni Maverick Corey Brewer dün takıma katılarak ilk maçına çıktı. Maçta 5 dakikada 5 faul alması iyi bir başlangıç olarak durmasa da ilerleyen günlerde düzeleceğinden eminim. Önümüzdeki maç TSİ pazar gecesi 02.30'da, içeride Grizzlies ile.

Maçın Özeti:


4 Mart 2011 Cuma

Corey Brewer Mavericks'te !


Geçen yazımın son bölümünde değinmiştim gelme ihtimalini ve dediğim senaryo gerçekleşti. Corey Brewer'ın, Dallas ile resmi olarak imzaladığı günden tam 1 yıl önce, Minnesota ile Dallas'ın oynadığı 5 Mart 2010 tarihindeki maçta, Brewer'ın dirseği, Jason Terry'nin yüzüne gelerek, Terry'nin elmacık kemiğinin kırılmasına neden olmuştu. Hatta Terry'nin bir ara Jet-I Knight diye çağrılmasına da sebep olmuştu bu sakatlık. Bu olaydan tam 1 yıl sonra da Brewer'ın Mavericks'e gelmesini de bir detay olarak vereyim öncelikle.

Neyse konumuza gelelim. Geçen postta yazdığım gibi, Brewer'ın Knicks tarafından serbest bırakılmasından sonra açıkçası ben Dallas'a nazaran Celtics, Lakers ya da Heat gibi daha iddialı bir takım ile anlaşacağını düşünüyordum fakat yazdan beri Cuban'ın kullanmak istemediği mid-level exception'ın da elde olduğunu düşününce, kafamda bir acaba da yok değildi. Çünkü Mavericks'in elinde hala mid-level'ın olması demek, hem diğer takımlara nazaran oyuncuya daha fazla ücret vermek, hem de NBA'de olası bir lokavt öncesi oyuncunun uzun süreli bir kontrat alması ve en azından lokavta kadar önünü görüp, kafasının rahat olması anlamına geliyor. Bunun ölçüsünde de yıllık olarak, mid-levelın yaklaşık yarısını vererek, toplamda 3 yıllık 7.5 milyon $'a, gayet kabul edilir bir kontrat aldı Corey Brewer Mavericks'ten.

Peki ne katabilir Brewer Mavericks'e? Açıkçası öyle çıkıp, arada birkaç maç 30 sayılar falan atmasını beklemek hayalcilik olur ancak savunma konusunda çok iyi parça kadroya katıldı. Özellikle son birkaç senedir, Dallas'ın rakiplerin 2-3 numaralarını savunma konusunda çektiği sıkıntıyı görmeyen yok sanırım. Bunu mevcut takımda yapabilecek sadece Rodrigue Beaubois vardı ama onun da ölçüleri SG'a nazaran biraz kısa olduğu için bu konuda elde bir alternatif daha olması gayet iyidir diye düşünüyorum. Savunma konusunda eldeki diğer oyuncuların ayakları artık iyice yavaşlayan Kidd ve yine yaşı itibariyle eskiye nazaran daha yavaş olan Marion'ın olduğunu düşününce, Brewer hamlesi daha da güzel duruyor. Rotasyona da esneklik katacağı kesin. 3 numara oynamasının yanında, Nowitzki'nin kenarda olduğu zamanların ufak bölümlerinde 4 numarada da deneyebilir onu Rick Carlisle.

Playoff döneminde de olası eşleşmelerde Mavericks'in Spurs, Lakers gibi takımlarla karşılaşacağını göz önüne alırsak, Ginobili ve Kobe gibi oyuncuları savunmak, yavaşlatmak konusunda oldukça işe yarayacağını düşünüyorum Brewer'ın. Ayrıca Kidd'in yanına Chandler'dan başka bir tane daha alley-oop'u bol olan oyuncu geldi. Bol bol izleyeceğimizi düşünüyorum onlardan. Bir de bunlara ek olarak, Mavericks yaşlı bir takım. Rodrigue Beaubois ve Tyson Chandler'ı ayrı bir tarafa koyarsak, takımdaki bütün önemli oyuncuların 30 yaş üzerinde olduğunu görüyoruz. 25 yaşında, gayet iyi bir rol oyuncusunun kadroya eklenmesi de bu açıdan bakınca yine iyi bir hamle durmakta.

Ben açıkçası takasın son anında kadar, Tayshaun Prince-Caron Butler takasını istemiştim. Fakat Prince kalibresinde olmasa da ondan daha atletik, size açısından benzer ve çok daha genç bir oyuncunun takıma katılmasını da sevdim diyebilirim. Hayırlı olsun.

*Mid-Level Exception: Salary Cap'in üzerinde olan takımlara verilen yaklaşık olarak 5.8 milyon $ civarındaki istisna. Bu istisnanın tamamı ya da bir kısmı ile takımlar serbest oyuncularla imzalayabilir.

2 Mart 2011 Çarşamba

Mavericks 101-93 Sixers


Dün Wells Fargo Center'da,  NBA'de Şubat ayının koçları seçilen,  Rick Carlisle ve Doug Collins karşı karşıya geldi. San Antonio Spurs'ün de Grizzlies'a kaybettiği gece Dallas'ın kazanması çok önemliydi ve Mavericks deplasmanda galip gelerek arka arkaya 7. galibiyetini kazanmış oldu.

Maç genel olarak kafa kafaya gitti diyebiliriz. Maçı getiren, Terry'nin harika hücum performansı ve maçın son bölümlerinede yapılan güzel savunmaydı. Terry dedik, onunla devam edelim. Dün gerçekten çok iyi bir hücum performansı koydu ortaya. 13/18 isabet oranı ile oynayarak 30 sayı kaydetti ve bu sezonki en yüksek sayısına ulaştı. Özellikle All-Star arasından sonra çok iyi bir ritm bulduğunu söylemek gerek, istikrarlı bir performans ortaya koymaya başladı. 6. Adam ödülü için de her geçen gün şansını daha da arttırıyor bu oyunuyla.

Kidd hakkında da birkaç şey karalamak gerekiyor herhalde. 37 yaşında olup, ayakları her geçen yıl daha da yavaşlamasına rağmen hala triple-double yapabilecek kalibrede olabilmesi şapka çıkarılacak cinsten bir olay. Daha ilk çeyrekte 6 asist yapmasıyla zaten sinyalini vermişti triple-double'ın. Maçın son anında da çektiği ribaund ile de kariyerinin 107. triple-doubleını yapmayı başardı. Bunu başardığı an, acaba bu istatistiği yapan en yaşlı oyuncu oldu mu diye düşündüm fakat değilmiş. Bunu 40 yaşında gerçekleştiren Karl Malone'daymış bu ünvan, bu da ek bir bilgi olsun.

Maçın üzücü olayına gelelim. Sezonu kapatan Caron Butler'ı ayrı bir tarafa koyarsak, çok kısa bir süredir tam kadro basketbol oynamaya başladı Dallas. Ancak dünkü maçın 2. çeyreğinde ribaund mücadelesinde ayak bileğinden sakatlanan Chandler, soyunma odasına gitti ve maç sonuna kadar da dönmedi. Baştan söylemek gerek, Chandler'ın olmadığı Mavericks'ten kimse bir şey beklemesin, pota altında dağılmanın yanında, Chandler ekseni Carlisle'ın yaptığı ilginç ama başarılı alan savunması da yalan olur. Carlisle, maçtan sonra yaptığı açıklamada dönüşü için kesin bir süre şu an için verilemeyeceğini belirtse de ben açıkçası durumunun çok da vahim olduğunu düşünmüyorum. Soyunma odasına giderken durum o kadar da kötü değildi fakat yine de birkaç maç kaçıracak muhtemelen.

Chandler'ın sakatlığında, Haywood ve Mahinmi'nin süreleri artacaktır. Fakat Haywood'un kafasının basketbolda olmadığı da açık. Ciddi bir konsantrasyon zaafının olduğunu düşünüyorum. Bunun en güzel örneği de geçen sezon %57 civarında serbest atış atmasına rağmen bu sezon bu yüzdenin %35'e kadar gerilemesi. Dün de 1/6 isabetle attı ki akıllara zarar gerçekten. Ligin bu kadar iyi serbets atış kullanan takımına bu yakışmıyor maalesef. Bu yaz yüklü kontratı aldıktan sonra, bu kadar yatacağını tahmin etmiyordum açıkçası. Artık sevinebiliriz, elimizde nur topu gibi 2. bir Erick Dampier var !

Dallas şu an Batı Konferası'nda, Spurs'ün arkasından 2. sırada. Eğer Nowitzki'nin 10 maç civarında maç kaçırması olması belki de şu an lig lideri olacaktı takım. Neden mi? Şöyle bir istatistik vereyim, Nowitzki'nin oynadığı maçlarda Mavericks'in galibiyet yüzdesi .824, ligin zirvesindeki Spurs'ün ise toplamda galibiyet yüzdesi .817. Batı'yı 1. bitirmek tabii ki önemli çünkü işin ucunda olası bir Batı Yarı Finali'nde Lakers ile karşılaşmaktan kurtulmak ve Batı Finali'ne daha diri girmek var. Playofflar için daha çok konuşacağız ama tek istediğim o döneme sağlıklı girebilmek.

Neyse, lafı çok uzattım. Kısacası Mavericks iyi yolda şimdilik. Takımın önünde Pacers, Grizzlies ve Timberwolves maçaları var. Fikstür kolay sayılır. Galibiyet serisi daha da artabilir. Önümüzdeki maç Cuma gecesi TSİ 03.30'da Pacers ile American Airlines Center'da.

Maçın Özeti:


1 Mart 2011 Salı

Serbest Bırakılan Oyuncular

(Corey Brewer)

Önümüzdeki yaz NBA'deki lokavt tehlikesinin de büyük etkisiyle, bu yılki trade deadline dönemi açıkçası çok sıcak geçti. Bir çok oyuncunun takım değiştirmesiyle beraber, bu sezonki takas senaryoları da sona erdi. Fakat takas konuşmalarının sona ermesi, transfer heyecanının bitmesi anlamına gelmiyor tabii ki. Salary cap için yapılan takasların ardından waive  (kontratı satın alınan) edilen oyuncu piyasası canlandı her zamanki gibi. Göze çarpanlara ve yolu Dallas'a düşme olasılığı olan oyunculara kısaca göz atalım.

En fazla dikkat çekenler içerisinde Mike Bibby, Troy Murphy, Corey Brewer, Dan Gadzuric gibi isimler var kuşkusuz. Dallas açısından konuşalım, Troy Murphy hamlesi çok şık olmaz mı takıma? Nowitzki'nin stilinde, şutu ve ribaundlarda etkili olan bir uzun. Eldeki yedek olarak tek saf  4 numaranın da Brian Cardinal olduğunu düşününce, takıma çok da iyi gideceğini düşünüyorum. Ha ama gelir mi? Miami, Boston, Lakers gibi takımlar varken gelmesi zor. Bu arada Miami demişken, NBA kaynakları Bibby'nin Heat ile anlaştığını yazıyorlar an itibariyle. Zaten beklediğimiz bir şeydi, hayat Bibby'e güzel.

Dallas Mavericks'in şu an için Sasha Pavlovic'i takıma geri getirmek istediğini okumuştum. Caron Butler sakatlandıktan sonra, Peja alınana kadar Dallas'tan 2 kez 10'ar günlük kontrat alarak aslında görevini fena yapmamıştı Sırp oyuncu. Fakat Peja gibi onun stilinde bir adam varken, takıma ne kadar gerekli orası da tartışılır.

Benim aslında şu an Mavericks'in almasını en çok istediğim oyuncu Corey Brewer'dır herhalde. Sabah Knicks'in Brewer'ı serbest bıraktığını okudum. Takas döneminde Tayshaun Prince takasının yapılmasını çok istemiştim, gerçekleşmemişti. Brewer da Tayshaun tipinde bir oyuncu olmasında rağmen, onun kalibresinde değil ancak yine takıma katkı verebilir fazlasıyla. Defansif özellikleri öne çıkan bir oyuncu, iyi atlet ve çok uzun kollara sahip. Çıkan söylentilerde de Mavericks'in kovaladığını okudum. Gerçekleşir mi peki? Emin değilim fakat yine de denemeye değer. 

NBA'deki yüzük adayı takımlar belli. Objektif olmak gerekirse her zamanki gibi yine plaseler arasında Dallas Mavericks. Bu nedenle FA oyuncuların çoğunun yüzük uğruna, bu takımlarla anlaşması daha kabul edilebilir. Fakat ortada başka bir durum daha var, o da Mavericks'in geçtiğimiz offseasondan beri mid-level exceptionı kullanmadığı. Yazınki lokavt tehlikesi kapıda, mutlaka kendilerini garanti altına almak isteyeceklerdir oyuncular, işler yine de belli olmaz diyelim...