28 Kasım 2010 Pazar

Heat 95-106 Mavericks


Öncelikle şunu söyleyeyim, yukarıdaki fotoğrafı özellikle seçtim. Erick Dampier Heat ile kontrat imzaladıktan sonra, ilk kez maça çıkıyor ve tesadüfe bakın ki, ilk oynadığı maç da Dallas Mavericks deplasmanı ve karşısında da dün kontrolden çıkan Tyson Chandler var. Gerçekten her Mavericks taraftarı için de bu yönden de çok güzel maçtı dünkü mücadele.

Eğer Mavericks kazanırsa, bu zorlu haftada kalıp çıkıyordu ve aynen de öyle oldu. Gerçekten önemli bir haftayı geride bıraktı takım 5 günde 4 galibiyet alarak. Ben bile buraya neredeyse, her gün maç yazısı yazmaktan yoruldum, oyuncuların üzerindeki yorgunluğunu düşünemiyorum bile. Bir de kazanmanın yanında, çok konuşulan ve tepetaklak giden, Heat'in bu 3'lüsünü çok güzel bir oyunla alt etmek sevindirici tabii ki.

Yurtta kaldığım için, NBA TV izleme fırsatım yok bu nedenle, dün, bu sezon ilk kez bir Mavericks maçını televizyondan izleme fırsatı buldum. Her maçı atdhe.net'ten takip etmek, bazen insanı çok sıksa da, NTV'deki, İsmail Başkan ve Kaan Kural'ın sohbeti ile daha da keyifli bir maç oldu.

Maçta en fazla öne çıkan isimden ve tartışmasız şekilde ilk çeyreğin kahramanından başlayalım. Dün izlediğim Chandler'ın performansı, Mavericks'i takip ettiğim 8 yıl boyunca, izlediğim en mükemmel pivot performansıydı. Daha ilk çeyrekten, 9 sayı, 7 ribaundu buldu Chandler. Maçı da 14 sayı, 7'si hucüm olmak üzere, 17 ribaund ile tamamladı. Belki bu istatistikler uzun problemi yaşayan Heat karşısında şişirilmiş olarak durabilir, fakat yine de çok değerli. Zaten bu sezon oynadığı oyun ortada, tek kelimeyle en iyi yıllarından birini geçiriyor. Bir de kariyeri boyunca sadece 1 sezon %70'in üzerinde serbest atış attığını ve bu sezon bu yüzdeyi 80 civarına çektiğini düşünürsek, ne kadar istekli ve konsantre olduğunu söyleyebiliriz. Muhtemelen Dallas'ın havasında, suyunda bir şey var ki, buraya gelen, serbest atış atmayı öğreniyor. Şaka bir yana, oyununun bu gelişiminde tabii ki iki faktör daha fazla öne çıkıyor. Jason Kidd'in varlığı ve kontrat senesinde olması...

Gelelim takımın geri kalanına. Maçın 2. yarısında 13-0'lık bir seri ile başladıktan sonra, aslında maçı bitirmişti orada Mavericks. Nowitzki'nin biraz daha az süreler bulmasının gerekliliğinden hep bahsediyorduk. Bu maç tam kenarda uzun süre oturacakken, Wade ile son periyotta Heat'in kıpırdanması, Nowitzki'yi yine oyunda tuttu fakat yine 3-4 dakika daha az oynadı bugün. Son 3 maçtaki performansından sonra, şut yüzdesi vasatı aşamasa da 22 sayıyla oynadı.

Nowitzki'nin performansından ziyade, tıpkı Spurs maçında olduğu gibi skorda sadece Nowitzki'nin eline bakmadı bu maçta da Mavericks. Bu gerçekten önemli bir gelişme. Tam 6 oyuncusu, çift hanelerde skor üretti Dallas'ın. Özellikle Caron Butler'ın oyunu, umut verdi diyebiliriz. Uzun bir süreden sonra, ilk kez 35 dakikanın üzerinde süre bularak, 9/15 gibi gayet iyi bir yüzdeyle, 23 sayı kaydetti o da.

Takım savunmasına değinelim biraz da. İyi savunma yapıyor gerçekten takım zaten NBA'de, 92.3 ile ligin en az sayı yiyen 3. takımı Dallas. Her ne kadar hücumda da 97.6 ortalama ile NBA genelinde 22. sırada olsalar da, son bir kaç maçtır Nowitzki'nin yanında, diğer oyuncuların da hücumda sorumluluk almasıyla, hücumun da yavaş yavaş oturduğunu düşünüyorum, sezonun ilerleyen günlerinde, bu ortalama daha da yukarı çıkabilir. 

Son olarak, Miami Heat'de, 3'lü, skor anlamında homojen bir dağılım gösterse de ritm bulmakta zorlandılar, fakat her şeyden önemlisi, takımın geri kalanı neredeyse sıfır. Dün, Dallas bol bol alan savunması deneyince, biraz da James Jones'un üçlükleri ortaya çıktı. Coach Erik Spoelstra gidici diyorlar, muhtemelen de gider, çünkü Miami gerçekten kötü durumda. Kurtuluş, belki de Pat Riley'in parkeye tekrardan inmesindedir...

Özetle, zor bir haftayı geride bıraktı Mavericks. Pazartesi içeride Houston maçıyla Kasım ayını bitirdikten sonra, Aralık ayının 20'sine kadar, 9 maçın, 7 tanesini içeride oynayacaklar ve bu fikstürde sadece Utah deplasmanı zor sayılabilir, geri kalanlar ise kolay sayılabilecek bir fikstür. Takım da biraz dinlenme fırsatı bulacaktır böylece. Önümüzdeki maç, Pazartesi gecesi yine bir Texas derbisi olan, AAC'de TSİ 03.30'da Rockets ile.

Maçın Özeti: 

27 Kasım 2010 Cumartesi

Mavericks 103-94 Spurs


Texas derbisinden de galibiyetle ayrılmayı başardı takım. Bu maçın kazanılması, her ne kadar sevindirici olsa da esas önemli olan şey Mavericks'in, bu sezonun en iyi topunu oynaması ve kimya adına ortaya bir şeyler koymasıydı.

Bu kimya, vasat bir takıma karşı ortaya konulsa belki çok önemli olmayabilirdi fakat New Orleans'ın 8 maçlık galibiyet serisini bitirdikten sonra; Dallas, ligin arka arkaya 12 galibiyet alarak, franchise tarihinin en iyi başlangıcını yapan Spurs'ün de galibiyet serisine, diğer maçlara nazaran çok daha bir oyun ortaya koyarak son verdi.

Takımın sezon başından beri en önemli eksikliği, Nowitzki'ye skor bazında destek çıkacak oyuncunun olmamasıydı. Arada bir Terry oluyordu sahnede o kadar. Fakat dün akşam, Mavericks'in tam 5 oyuncusu çift hanede skor üretti, esas özlenen tablo buydu. Özellikle son çeyrekteki, Terry ve Marion'ın skora önemli ölçüde katkıları Dallas'a galibiyeti getiren en önemli faktördü.

Nowitzki'ye ayrıca değinmek gerek sanıyorum. 12/14 saha içi yüzdesi oynadı ve hiç bir serbest atış atmadan, 26 sayı kaydetti. İnanılmaz formda şu sıralar ve sayı krallığında da 26.3 sayı ortalamasıyla, 2. sırada olmasına rağmen, daha da önemlisi bu 26.3 sayı ortalamasını, %55 saha içi yüzdesiyle tutturması. Genelde şuta dayalı bir oyun oynadığını göz önünde bulundurursak, bu istatistik gerçekten mantık sınırlarını zorlayan cinsten.

Savunma konusunda ise takımın çok iyi seviyelere yavaş yavaş çıktığını düşünüyorum. Özellikle maç başına, yaklaşık olarak 107 sayı atan Spurs'ü, ilk yarıda 43 ve maç sonunda da 94 sayıda tutmak güzeldi. Bu hafta, Dallas'ın şimdiye kadar ortaya koyduğu performansa bakarak 2 mağlubiyet bekliyordum fakat gerçekten şaşırttılar ve çok iyi gittiler. Bu akşam son 5 gündeki, 4. maçına çıkıyor Mavericks, eğer bu maçı da kazanırlarsa, bu zorlu fikstürde kalıp çıkacak. Yine önemli bir maç, NTVSpor da canlı veriyor, American Airlines Center'da, TSİ 03.30, Heat ile oynuyoruz.

Maçı Özeti:

25 Kasım 2010 Perşembe

Mavericks 111-103 Thunder


Artık o kadar klasik bir senaryoya büründü ki Dallas maçları, hani izlemesek de senaryoyu az çok tahmin edebiliriz. Yine aynı tipte bir maç. Maçın hemen başında öne geçme, ardından gelen 2 periyotta bocalama ve maçın sonunu iyi oynayarak ve geri gelerek kazanmak. Aynı dünkü maçta böyleydi ve back-to-back'in ikinci ayağı olan, Oklahoma deplasmanından 3 puan ile dönüyor takım.

İlk önce Tyson Chandler ile ilgili görüşlerimi yazayım şuraya da rahatlayayım baştan. Dün öyle bir pivot izledim ki sahada, ben Mavericks'i takip ettiğim, 2002 senesinden beri böyle bir pivot istatistiği görmedim. (Ya da bir kez Dampier da görmüştüm sanırım yanlış olmasın, 2003-2004 senesinde 26 ribaund çekmişti.) Hemen  yazıyorum yaptıklarını, Mavericks'de bir pivotun 17 sayı, 18 ribaund yaptığını kolay kolay ne gördüm, ne de işittim bunca zamanda, gerçekten helal olsun diyorum. Ribaundlarının yanında, boyalı alandan da Kidd sayesinden sayılar bulabilmesi, karşı takımın savunmasının açılmasını engelliyor, bu önemli bir artı.

Nowitzki'ye gelelim. Dünkü 42 sayısından sonra, Kevin Durant'in ardından 25.8 sayı ortalaması ile, sayı krallığında 2.'liğe oturmuştu. Dün akşam da, yine son periyot büyük bir gayret göstererek, 34 sayı bıraktı Thunder potasına. Sayı krallığında 2.'liğe, şuta dayalı oynarak ve saha içinde %53 isabet oranı tutturarak ulaşması, çok önemli ve zor bir iş bana kalırsa, bir tebrik de ona geliyor. Serbets atışlarda da dün 14/15 gibi harika bir yüzde tutturarak, kendi normlarına dönüş sinyalini verdi gibi.

Dün akşam ilk yarıda Caron Butler'ı çok beğendiğimi söyleyebilirim. Aslında baktığımıza zaman, şut tercihleri tartışılabilir olsa da dün el üstünden soktuğu şutlarla kendine gelebileceğini düşünmekteydim ancak ilk yarıda 15 sayı kaydetmesi, kendine güveni gelebilmesi ve takıma farklı bir opsiyon olma açısından sevindirici olsa da, maç sonuna kadar da 15 sayıda kalması düşündürücüydü.

Çok önemli maç var önümüzde şu an. Bu iki maçı da kazanarak, bu haftayı bitireceğinden şüpheliyim Mavericks'in, ancak kesinlikle izlenmesi gereken 2 maç oynanacak. Cuma akşamı yine back-to-back'de takım ve ilk ayak San Antonio'da, Spurs ile Texas derbisi. TSİ 03.30'da.

Maçın Özeti:

24 Kasım 2010 Çarşamba

Pistons 84-88 Mavericks


Bu haftanın yoğun ve zorlu olacağını söylemiştik daha önceki yazıda. Haftanın en kolay maçında American Airlines Center'da zor da olsa kazanmayı başardı Dallas ve back-to-back'in ilk ayağını kayıpsız geçmeyi bildiler. Her şeyden önemlisi bu maçı; bu kez, kritik yerlerde hücum ribaundlarını alarak kazanmak, sevindirici.

Maçı sadece Dirk Nowitzki diyerek özetleyebiliriz aslında. Tipik bir Mavericks maçı izledik diyebilirim yine. 11-0'lık seri ile maça fırtına giren bir takım ve uzun bir süre uyku halinde kalan bir takım izledik yine. Son çeyrekte Nowitzki'nin olağanüstü gayretiyle de maç geldi. 

Dallas, maçın başındaki o mükemmel yüzdeyi de hesaba katmamıza rağmen, 3 periyot boyunca sadece %33 ile hücum etti. Son periyot Nowitzki'nin zıvanadan çıkmasıyla, 32 sayı atıldı ve yüzde .385'e çıktı. Takımdaki şu anki problem defans değil. Aksine savunma iyi sayılabilecek bir seviyede diyebilirim. Şu anki sıkıntı hücumda. Sadece Nowitzki'nin eline bakıldığını bilmiyorum ama kaç kez söyledim bu blogda. 42 sayı, 12 ribaund gerçekten mükemmel istatistikler. Bunun dışında, Nowitzki'ye arada sırada destek çıkan tek oyuncu Jason Terry, o da 16 sayı kaydetti. Ancak takımın geri kalanına baktığımızda, diğer oyuncuların toplam sayısının 30 olduğunu görünce sıkıntı başlıyor maalesef ve bu sıkıntı yine her zaman dediğim Beaubois dönmeden önce muhtemelen çözülmeyecek. Genelde şuta dayalı bir oyun oynandığı için, Caron Butler da başka bir alem de takıldığı için, boyalı alandan sayı üretebilecek tek oyuncu Beaubois, onun da dönmesini dört gözle bekliyoruz.

Zor fikstür dedik bu hafta için, gerçekten öyle. Back-to-back'in ikinci ayağı, bu akşam TSİ 03.00'da, Oklahoma City'de, Thunder ile.

Maçın Özeti:

23 Kasım 2010 Salı

Nowitzki'nin Serbest Atışları


Bilmiyorum takip edenlerin çok dikkatini çekti mi? Fakat bu sezon gerçekten bu konuda, problem var Nowitzki'de. Sezon başında, geçen seneden kalan seriyi devam ettirerek arka arka 82.'yi soktuktan ve NBA Tarihi'nde 4. sıraya yerleştikten sonra düşüşe geçti açıkça. Çok ilginç şekilde, son 5 yıldaki saha içi en iyi yüzdesini tutturmasına rağmen, son 5 yıldaki de en düşük serbest atış yüzdesini tutturmuş durumda bu sezon. Dün de bir açıklama yaparak, serbest atışlarına ne olduğunu anlayamadığını belirtti. Fazladan bir istatistik daha vereyim, Nowitzki'nin %90'a tekrardan çıkması için, arka arkaya 53 tane sokması gerek. Son 5 yıldaki rakamları da aşağıda, umarım kısa sürede toparlar.

  • 2006-07    FG: .502    FT: .904
  • 2007-08    FG: .479    FT: .879
  • 2008-09    FG: .479    FT: .890
  • 2009-10    FG: .481    FT: .915
  • 2010-11    FG: .528    FT: .831

21 Kasım 2010 Pazar

Mavericks 98-93 Hawks


Back to back'in ikinci ayağında, Philips Arena'da, Atlanta deplasmanında kazanmayı başardı Dallas. 2 maç arka arkaya kaybettikten sonra önümüzdeki hafta, sert rakiplerle oynayacağı maçlar öncesinden biraz olsun toparlanmış bir görüntü ortaya koydular.

Kısaca dün akşama değinelim. Maçın sonu, açıkçası bir önceki maç olan Bulls maçına benzedi diyebilirim. Maça hızlı başladı aslında Dallas. Maçı hep önde götürdüler. 3. periyotta fark bir ara 20 civarına çıksa da Atlanta farkı eritmesini bildi. Son periyotta maçı 94-93'e getiren Bibby'nin üçlüğünden sonra bu maç da mı gidiyor diye düşünmeye başladım fakat bu kez gülen taraf Mavericks oldu. 

Oyuncu performansları hakkında birkaç şey karalayayım. Nowitzki bugün ritm bulmakta zorlandı. 21 sayıda kaldı. Sezon başından beri eleştirdiğimiz Caron Butler'ın, bugünkü şut tercihleri daha kabul edilebilirdi fakat yine vasatı aşan bir oyun ortaya koyduğunu söylemek güç.

Terry'nin berbat Bulls maçından sonra toparlandığı açık. %60 ile oynayarak 15 sayı, 7 asist yaptı. Özellikle şu sıralar DeShawn Stevenson'ın oyununu beğenmekteyim. Geçen seneye oranla çok daha derli toplu oynadığını söyleyebiliriz. Yaratılan pozisyonlarda, boş şutları değerlendirmesini biliyor, bu da takıma bir tane daha dış tehdit kazandırmış durumda. Bu gece 4-4 saha içi ile oynayarak, 13 sayı kaydetti ve bu sezonki en yüksek sayına ulaşmış oldu. Son olarak da bu gece Marion'dan sezonun ilk double-double'ı geldi.

Kidd-Chandler ikilisini gecenin en iyi hareketlerinde görmek keyif veriyor. Güzel smaçlar izletiyorlar hakkaten, her ne kadar bu gece Clipperslı Blake Griffin tozu dumana katmış olsa da. Önümüzdeki hafta, yazının başında da dediğim gibi sert rakiplerle karşılaşacak Mavericks. Sırasıyla Detroit ile içeride oynadıktan sonra, San Antonio'da sezonun ilk Texas derbisine çıkacak takım, ardından yine Oklohama ile deplasmanda oynadıktan sonra içeride Miami ile haftayı bitirmiş olacağız. Detroit maçı, salı gecesi TSİ 03.30'da.

Maçın Özeti:


20 Kasım 2010 Cumartesi

Bulls 88-83 Mavericks


New Orleans'ı American Airlines Center'da devirdikten sonra, deplasmanda da benzer bir oyunla kaybedeceğini tahmin etmiştim aslında Mavericks'in fakat dün AAC'de Bulls'a karşı kaybedeceklerini aklımın ucundan geçirmiyordum.

2 ileri, 1 geri havası var takımın tıpkı geçen sene olduğu gibi. Şu anki derece 7 galibiyet, 4 mağlubiyet şeklinde ve bu 4 mağlubiyetin 3 tanesinin Dallas'ın kendi evinde gelmesi, geçen seneki sıkıntının aynen devam ettiğinin göstergesi. Çok çerez maçları kaybediyor takım maalesef.

Maça gelelim. İlk önce ribaundlara değineyim. 20 tane hücum ribaundu verdi Dallas. Fazlasıyla kötü bir istatistik. Bulls'taki uzunların Joakim Noah olduğunu düşününce ve bir de üstüne Taj Gibson 18-17 gibi kendisine göre acayip bir istatistik yapınca bu durum kaçınılmaz oldu. Özetle kötüydük oldukça.

Takımda zaten hücum adına çok düzgün bir set olmadığı için, hücumda genelde Nowitzki'nin eline bakıyor Dallas. Her ne kadar bu gece box-score'dan bakıp 36 sayı gayet tatmin edici dursa da (bu sezonki en yüksek sayısı) maçın son 10 dakikasında hiç isabet bulamaması da ilginçti. Bir de bunların üstüne Kidd'in ve bu sene gayet iyi oynayan Terry'nin de bu akşam, son derece kötü oynaması bu tabloyu çıkardı ortaya. Fakat herşeye rağmen, kariyerinin ilk üçlüğünü atan Taj Gibson'ın o şutu girmese, Mavericks bu gece kazanırdı. Terry ve Kidd'in bu performanslarının, bu maçla sınırlı kalacağını düşünüyorum. Toparlanacaklardır muhtemelen. Ancak Caron Butler'ın toparlanmaya pek niyeti yok gibi. Ne zaman ritmli oynayacak merak içerisindeyim. En ufak bir ışık da vermiyor maalesef kontrat yılında olmasına rağmen.

Şu takım Rodrigue Beaubois'yı çok arıyor. Bir an önce dönmeli gerçekten, Barea ile falan olacak iş değil bu çünkü. Back to back'in 2. maçını oynayacak bu akşam Dallas. TSİ 03.00'da Atlanta ile Philips Arena'da.

Maçın Özeti:

17 Kasım 2010 Çarşamba

Hornets 95-98 Mavericks


Cuma akşamı, bayram nedeniyle memleketime döndüğüm için maalesef bütün geceyi yolda geçirdim. Otobüs wireless'ından maçı izleme girişimim olsa da o bağlantıyla biraz stream sorunu yaşayacağım belliydi fakat maçlar açılmadı bile, box-score ile yetinmek zorunda kaldık o akşam. Bu nedenle izlemediğim maçla alakalı yorum yazmak pek istemedim bloga. AAC'de Sixers'a karşı kazanmayı başardı Mavericks, zaten bırakalım da bu kadar kötü bir Philadelphia'yı yensinler.

Neyse gelelim dün geceki maça. 2 önemli sınavı vardı arka arkaya takımın ve ikisi de ligin en formda takımı biri içeride, biri dışarıda olmak üzere New Orleans'laydı. İlk maçı zor da olsa 98-95 kazanmayı başardı takım, ve Hornets'a ilk mağlubiyetlerini tattırmış oldular. 

Bugün Mavericks yerel sitesinde bir yazı okudum şu kısmı çok hoşuma gitmişti, paylaşmak istedim: In the NBA, if you live by the 3-pointer, you die by the 3-pointer. Dünkü maçın özeti belki de buydu. Maça çok iyi başladı Dallas fakat 2. ve 3. çeyreklerde oynanan kötü basketbol, bir anda farkın açılmasına sebep oldu. 4. çeyreğe girerken Rick Carlise bu sezon ilk kez, Kidd, Barea ve Terry'i aynı anda oynattı ve bu hamlenin meyvesi olarak 4. çeyrek 6/9 üçülk isabeti eldi. Gerçekten Dallas maçı son periyottaki, çok kritik yerlerde dış atışlar ve Terry'nin mükkemel performansı ile aldı diyebiliriz. Maçın belki de en kritik üçlüğü skoru Dallas Mavericks lehine 93-90'a getiren Kidd'in üçlüğüydü sanırım. Bu andan sonra New Orleans'ın direncini kırmayı başardı takım.

Terry'e ayrı bir paragraf açayım. İlk yarı da 2/11 saha içi isabetiyle saç baş yoldurtsa da son çeyreğin başında arka arkaya 2 üçlükle takımın kendine gelmesini sağladı ve 2. yarıyı 7/8 saha içi isabetiyle oynayarak bitirdi. Lige en hazır oyuncu olduğunu birkaç kez söylemiştim önceki postlarımda, şu sıralar gerçekten çok formda, belli ki çok iyi bir yaz geçirmiş her yönüyle.

Sıkıntı yok mu takımda? Var tabi ki. En önemli sorun çok kritik yerlerde, takımın ribauntlarda etkisiz kalması. Geçtiğimiz Boston Celtics maçında, maçın kopma anlarında ribauntları toplayamayarak, Celtics'e bir kaç defa şans vermişti Mavericks. Benzer bir olayı da Hornets karşısında yaşadık. Yine son perdede verilen ribauntlar ile Hornets'in eline birden fazla şans verdiler ve yine şans yanındaydı takımın. Bu olayı çözmek gerekiyor ki geçen sezona nazaran, istatistiki olarak, ribaund konusunda takım daha iyi durumda olsa da, bu kritik yerlerde ribaund alamama ileride takımın başını ağrıtabilir. 

Son olarak Caron Butler'ın durumuna değinmek istiyorum. 1 maç kaçıracağı söyleniyordu fakat bu sayı 3 oldu. Ancak önemli birşey yok. Eğer playoff maçı olsa, kesinlikle takımdaki yerini alacağını belirtmiş, sadece tedbir amaçlı bir kaç maç daha kenarda olacak, sonrasında tekrardan döneceğini umuyorum. Belki verdiği bu arada, kafaca da biraz olsun kendini toparlama fırsatını bulabilir. Önümüzdeki maç, bu akşam TSİ 03.00'da Hornets deplasmanında. 

Maçın Özeti:

11 Kasım 2010 Perşembe

Mavericks 106-91 Grizzlies


106 sayıyla, bu sezonki en yüksek sayısına ulaşmış oldu Mavericks, Memphis karşısında. Maçta Caron Butler belindeki problem nedeniyle yoktu. Yerine bu sene ilk kez Shawn Marion starter olarak başladı. Memphis'e kendi evinde rezil bir oyun oynayarak yenilen Dallas, üzerinden çok geçmeden gidip deplasmanda güle oynaya kazanabiliyor. Zaten takım ne kaybediyorsa, bu huyunda kaybediyor.

Oyuncu performanslarına gelelim. Terry ile başlamak istiyorum. Bu adam ne olursa olsun, 6. Adam olacak bu saatten sonra. O kadar belli ki artık bu, Carlisle çok ekstra bir durum olmadıkça benchten getirecektir oyuna. Nowitzki'nin maç içinde bileğinden yaşadığı sakatlıktan sonra Terry sorumluluğu eline geçirdi ve 11-16 isabetle, 25 sayı göderdi Memphis potasına. Bir de şöyle bir istatistik vereyim, bu sezonki üçlük yüzdesi 7 maç sonunda %52. Sezon başlamadan önce de en hazır isimlerden birinin Terry olduğunu söylemiştim, gerçekten çok iyi başladı ve gidiyor.

Uzunlara gelelim. Nowitzki oynadığım en iyi uzun combosu dedi Chandler ve Haywood ikilisine. Gerçekten öyle. Benim de Dallas'ta izlediğim en iyi uzun combosu açık ara. Chandler öyle bir oyun oynuyor ki. Her gece 2-3 alley-oop izletiyor bizlere ve uykumuzu açıyor gecenin bir vakti. Bu isteğinde ve performansının altında Kidd ile dokuların uyuşmasının yanında, biten kontratın etkisi olsa da gerçeken pota altında hem savunmada hem de Kidd ile beraber hücumda iyi bir pota altı tehditi. Özellikle 3. periyotta Kidd ve Chandler ikilisinin performansı ile maçın düğümü çözüldü ve fark giderik açıldı. Haywood'a gelelim, Carlisle sezon başında Haywood'un ilk 5'te başlayacağını açıklamıştı fakat arlarında ne geçti, ne konuştular ya da nasıl bir taktik izlediler tam olarak bilmiyoruz ama Haywood sezon başından beri benchten geliyor. Katkısı da tatmin edici gayet, sorun yok şimdilik.

Ek olarak Carlisle'ın şu anlık DeShawn Stevenson hamlesi tuttu gibi. İlk 5'e yerleşince, takımdaki rotasyon ve oyun biraz daha oturdu. O da oynadığı süre zarfında, dış tehdit olarak üzerine düşeni yaptı şu ana kadar fakat bu nedenden dolayı Dominique Jones'un süreleri azaldı. Son olarak da çok etkili olamasalarda, maç içinde Nowitzki'nin bileğini burkup, ekstradan benchte oturduğu dakikalarda Steve Novak ve Ian Mahinmi de ilk kez oynama fırsatı buldular bu sezon. 

Şimdilik işler yolunda gibi. Önümüzdeki maç, cuma akşamı American Airlines Center'da, TSİ 03.30'da Philadephia, ondan sonra da arka arkaya, içeride ve dışarıda formda Hornets ile.

10 Kasım 2010 Çarşamba

Celtics 87-89 Mavericks


Bir önceki Denver ile içeride oynanan maçı izleyemediğim için maçla alakalı çok fazla yazıp, çizmek istemedim fakat gerçekten kötü oynayıp, geçen seneki deplasmanlarda maç kazanıp, American Airlines Center'da hiç de hesapta olmayan maçları kaybetme alışkanlığını Memphis maçından sonra Denver karşısında da gösterdi Mavericks.

Colorado'da oynanan Denver maçından sonra Barea'nın, sürelerinin biraz azaltılıp, DeShawn Stevenson'ın rotasyona sokulup, şans verilebileceğini, en azından bir şeyler denenenebileceğini belirtmiştim. Rick Carlisle sesimi duydu herhalde, ilk 5'e yerleştirdi Boston maçından Stevenson'ı. Böylece Terry de daha faydalı olduğu, 6. Adam rolüne tekrardan geçti. 

Boston galibiyetinin geleceğine açıkçası pek ihtimal vermiyordum. Denver maçında oynanan oyun ya da AAC'de kaybedilen maçlar bunda etkiliydi fakat son saniyeleri heyecan içinde geçen maçı 89-87 kazanmayı başardı Dallas. Biraz oyuncu performanslarına değinelim. Chandler'ın Dallas'a geldiğinden beri en efektif oyunu herhalde Boston karşısında oynadı. 33 dakika sahada kalıp 5-5 saha içiyle 12 sayı, 13 ribaunt, 2 blok yaptı fakat istatistikten daha da önemlisi içerideki patlayıcılığı ve iştahıydı bence.

Bunların yanında Caron Butler'ın ise tutuk oyunu devam etmekte. Yine etkili değildi Boston karşısında. Bu akşam oynanacak maçta da takımdaki yerini alamayacak belindeki problem nedeniyle. Okuduklarıma göre çok önemli bir sorun değilmiş, sadece tedbir amaçlı olamayacağı söyleniyor bu akşam Butler'ın. Önümüzdeki maç bu akşam, TSİ 03.00'da deplasmanda Grizzlies ile.

Not: Nowitzki her sene olduğu gibi sezona uzun saçlarla girip, kısa saçlara döndü. Bu kadar uzun saç gitmiyor sana, bak ne güzel oldu böyle, anla artık şunu. :)

4 Kasım 2010 Perşembe

Biz Bize Benzeriz


Rick Carlisle - Jim Carrey

Mavericks 102-101 Nuggets


Dallas Mavericks, rakımı 1.609 km olan Colorado deplasmanından 3 puanla dönüyor. 102-101'lik alınan galibiyet önemli gerçekten fakat takımda şu an itibariyle 2 tane büyük sorun var.

Birincisi, JJ. Barea sezona felaket başladı desek yeridir sanırım. Kidd'in 2. çeyrekte kenara gelmesinin ardından, Barea oyunca girince takımın bütün dişlileri bozuluyor açık şekilde. Barea eski görüntüsünden çok uzak. Oyunu iyi kuramıyor ve 2. çeyrekte Dallas çok savruk oynamaya başlıyor. Bir de yaptığı top kayıpları ile bolca transition yiyor takım bu da tüm ritme sekte vurmakta. Açıkçası şu an Carlisle'ın da yapacağı çok fazla birşey yok bana göre. 38'ine gelmiş Kidd'i ekonomik kullanmak istiyor ve öyle de olması lazım sezon sonunda diri kalabilmesi için. Bu nedenle Barea'nın süreleri ister istemez artıyor. Şu an Beaubois'yı fazlasıyla aradığımı söyleyebilirim fakat onun da dönüşünün Aralık ayını bulacağı söyleniyor. Carlisle, belki eskiden olduğu gibi Terry'i oyun içinde PG'ye çekebilir, DeShawn Stevenson'a şans tanıyabilir kısa bir süre rotasyonda yani bir şeyler yapması gerekli, Barea şu an çok formsuz çünkü.

İkinci sorun ise, Mavericks'in senelerdir kanayan yarası Nowitzki'nin yanına tam olarak bir supporter bulamaması. Nowitzki yine tek başına aldı bugün maçı. Biraz da Terry destek oldu ona sadece o kadar. Fakat  bu rol için Caron Butler esas biçilmiş kaftan olsa da, Dallas'a geldiğinden beri gerçek oyununu izleyemedik henüz. Geçen sezon ortasında geldiğinde, rolüne uyum süreci ve 2 numarada oynamaya alışkın olmadığı için tutukluğunu çok kafaya takmasam da, bu sezon 3 numaraya geçmesine rağmen hala o patlamayı yapamadı. All-Star olan Butler ile dağlar kadar fark şimdiki haliyle ki bu sene kontrat senesi, daha agresif ve istekli olmasını bekliyorum.

İlk 3 maçta rakiplerini %40'ın altında tutan Dallas, bu akşam yine iyi seviyede savunma yaptı denebilir Denver'ın %46 ile atmasına rağmen. Özellikle Chandler ve Haywood gibi 2 pivot olunca çok daha rahat oluyor takım savunmada. Chandler demişken, Raef LaFrentz, Shawn Bradley, Calvin Booth ve Erick Dampier'dan sonra, içeride agresif, Kidd'le hemen hemen her maç alley-oop yapan bir pivot görünce, mutlu oluyor insan.

Galibiyet güzel. Yalnız herşey rağmen Denver'ın da Nene, Kenyon Martin ve Chris Andersen'den yoksun olduğunu belirtmek gerek, bu galibiyet önemli olsa da, uzunsuz bir Nuggets vardı Dallas karşısında. Takımdaki durum böyle şimdilik. Dört gözle Beaubois'yı bekliyorum, o geldiğinde eminim çok daha iyi bir Mavericks izleyeceğiz. Caron Butler'ın da daha fazla sorumluluk alması gerekli. Aynı savunmaya da devam. Sıradaki maç, cumartesi gecesi yine Denver ile fakat bu kez American Airlines Center'da.

Maçın Özeti:

1 Kasım 2010 Pazartesi

Mavericks 99-83 Clippers


Uykusuz kalmadan, insanın tuttuğu takımının maçını izlemek gerçekten çok güzel. Bizim saatimize göre 21.30'da başlayan karşılaşmayı Mavericks 16 sayı farkla kazanmayı başardı. Açıkçası Memphis maçından sonra, bir kayıp da burada yaşar mı diye düşünmeye başladım Dallas'ın. Sezona mükemmel giriş yapan, Blake Griffin'in sakatlık çıkartabileceğini düşünüyordum, fakat korktuğum olmadı neyse ki.

Öyle öne çıkan bir oyuncusu yoktu dün Dallas'ın. Fakat şu bir gerçek ki, Kidd ve Nowitzki kenara geldiğinde, bu takımın neredeyse hücum opsiyonlarının %90'ı gidiyor. Geçen maç yazısında da yazdığım gibi Barea şu an için eski görüntüsünden çok uzak ve o varken çok savruk oynuyor takım. Dünkü maçta yine farkla öne geçilmesine rağmen, o fark anında eridi Nowitzki'nin kenarda olduğu dakikalarda. Brendan Haywood'un hücum ribauntlarında etkili olması nedeniyle, maça tutunabildi diyebiliriz Mavericks için. Bir de buna ek olarak senelerdir serbest atış yüzdesi en iyi olan takım, 3 maç sonunda 20-29 ile %71 ile atıyor. Burada önemli bir sıkıntı var. Nowitzki bile %80'in altına düştü. Bunun da tez zamanda toparlanması gerekiyor.

Hücumda çok iyi değilken, üst üste 3. rakibide %40'ın altında saha içi yüzdesinde tutmak da savunmanın iyi yolda olduğunun ve her geçen gün oturduğunun göstergesi. Önemli olan bu savunmayı yapmaya devam etmesi takımın. 

Blake Griffin'e de biraz değineyim. Gerçekten harika bir adam. Fakat tecrübesiz şu an, ki bu da çok normal. Biraz daha tecrübesi olsaydı, Dallas'ın başına çok daha fazla iş açabilirdi. 4-15 saha içinde yüzdesinde kaldı. Ayrıca pota altındayken ayağı genelde hep saha çizgisinde olması onun ne kadar tecrübesiz olduğuna çok net bir kanıt fakat biraz daha oynadıktan sonra, ligin en iyi 4 numaralarından biri olacaktır kuşkusuz.

Ben açıkçası Beaubois'yı arıyorum şu an için. Potaya giden, Barea'ya nazaran daha güvenilir bir eli ve çok daha atletik olan bir ismi her zaman daha fazla tercih ederim. O da döndüğünde, takımın guard rotasyonu daha da rahatlayacak. Şu an hala iyi top oynamıyor takım. Seviyesine göre nispeten kolay takımlarla oynadı Mavericks. Esas sınavlarını önümüzdeki 2 maç verecekler. Art arda içerde ve dışarda Denver maçları var. Bu 2 maç gerçekten çok önemli. 

Son olarak, dün akşam Kidd'in muhteşem buzzer'ı ile yazıyı sonlandırayım.

Grizzlies 91-90 Mavericks

Yine tipik bir Dallas Mavericks'in maç kaybetmesini izledik. İlk yarıda güzel oyun, açılan fark fakat 2. yarıda saçma sapan şut seçimleri ve top kayıpları yaptı takım. Bir de öyle bir top savunması yaptı ki Mavericks, evlere şenlik. İlk önce Terry'nin hatasından giden 4 saniye, ardından Kidd'in yanlış pas seçimi 6 saniye kala Dallas'ın son topu kullanmasını sağlayamadı. Geçen hafta 0.4 saniye kala sayıyı bulup maçı kazanan Mavericks, dün son topu kullanamadan yenilen de Mavericks.

Çok iyi top oynamıyor daha takım. Özellikle Kidd'i çok yormamak daha fazla kenarda tutan Carlisle, Barea'ya daha fazla süre veriyor fakat onun da daha hazır olmadığı açık. Ki bu adam yazın Dünya Şampiyonası'nda da oynadı. Beaubois dönene kadar Kidd bana göre sahada daha fazla kalmalı. Ek olarak Nowitzki'nin serbest atış serisi 82'de kaldı. Onu belirteyim, rekoru kıramadı. Şimdilik durum böyle, içeride kazanması gereken maçı kazanamadı Dallas. Geçen sezon evinde basit kayıp yapan takım, bu alışkanlığını şimdilik devam ettiriyor. Önümüzdeki maç Pazar günü, gayet insancıl bir saatte. TSİ 21.30'da Clippers deplasmanındalar.