Yeni bir yazı dizisine başlamaya karar verdim. Geçtiğimiz sezonlarda Dallas'tan yolu bir şekilde geçmiş, sonra başka takımların yolunu tumuş oyuncuları ele alacağız. İnceleyeceğimiz ilk isim; Marquis Daniels.
2002-2003 sezonunu 60-22 gibi gayet tatmin edici bir derece ile bitirmişti Dallas. Playofflarda sırasıyla Portland ve Sacramento'yu 4-3 ile geçen Mavericks, Batı Finali'nde Spurs'e toslamış ve playofflara veda etmişti.
Sıra 2003 Draft'ine gelmişti. 2003 Draft'inin ne kadar muhteşem bir çaylak havuzu olduğunu artık söylemeye gerek yok sanırım. Herşey ortada. LeBron, Carmelo, Bosh, Wade... Say say bitmez. Sezon içinde en fazla galibiyet Dallas'ta olduğu için, o sezon ilk son sırasından seçim yapacaktı Mavericks. Charlotte Bobcats de daha o zaman kurulmadığı için lig 29 takımlıydı. 29. ve 57. sıra Dallas'ın pickleri oluyordu. İlk tur, 29. sıradan, daha sonra adından çokça söz ettirecek Josh Howard'ı seçiyordu Dallas. 57. sıradan da Çinli pivot Xue Yuyang seçiliyor fakat o akşam, seçildiği gibi Nuggets'a takas ediliyordu. 2003 Draft'inin bir diğer özelliği de çok önemli rol oyuncularının, ya da NBA'de öyle ya da böyle tutunan bir çok ismin draft edilmemesiydi. Bu undrafted isimlerin başında da Udonis Haslem, Matt Carroll, Quintonn Ross, Ronald Dupree ve Marquis Daniels gibi isimler geliyordu.
Dallas'ın o zamanki coachu Don Nelson ve oğlu GM Donnie Nelson, draftte herkesin gözünden kaçan Marquis Daniels'a hemen kontrat vermişlerdi ve böylece 2003 yılındaki steallardan birini gerçekleştirmiş oldular. Marquis Daniels'ın çaylak sezonu en az Josh Howard kadar iyi geçmişti, hatta bana kalırsa daha verimli geçmişti. Her geçen gün üstüne koymuştu o sezon. Undrafted bir oyuncu olduğu için sezonun ilk yarısında pek forma şansı bulamasa da Don Nelson'dan, sezonun 2. yarısından sonra yavaş yavaş kadroda kendine yer edindi.
6-6 boyunda ve top hakimiyeti de gayet iyi olduğu için, 1-2-3 numarayı da rahatlıkla oynayabiliyordu Marquis Daniels. Dallas'ın o sezonki kadrosu şampiyonluk parolası ile kurulmuş ve Steve Nash, Michael Finley, Antawn Jamison, Dirk Nowitzki, Antoine Walker gibi isimlerin yanında yaklaşık olarak 16 dakika süre bulup, 8.5 sayı, 2.6 ribaunt, 2.1 asist ile oynamasıyla dikkatleri iyiden iyiye üzerine çekmişti. Fakat esas sükseyi 2004 NBA playofflarında yaptı Marquis. Playofflarda Sacramento'ya 4-1 kaybetmişti Mavericks o sezon ilk turda. Her ne kadar böyle bir kadronun ilk turdan playofflara veda etmesi büyük bir hayal kırıklığı olsa da Marquis Daniels'ın mükemmel oyunu en azından ilerisi için çok büyük umut veriyordu. Steve Nash playofflarda sakatlanmış, Don Nelson çok büyük bir cesaretle, bu undrafted oyuncuya 5 maçta, maç başına 36.8 dakika süre vermiş ve Marquis Daniels da bu şansı çok iyi kullanarak, 15.8 sayı, 6.2 ribaunt, 3.0 asist ortalamaları ile 40 yıllık NBA oyuncusu gibi oynamıştı.
Ertesi sezon da çok iyi olmasa bile belli bir çizgide devam etti sayılır fakat dış tehditi neredeyse 0'dı. Daha sonra takımın başına Avery Johnson gelince, Marquis Daniels iyiden iyiye gözden düştü her geçen gün ve 2006 playofflarında da pek şans bulamadı ki bana kalırsa 2006 Final serisinde şans bulabilse, farklı bir boyut getirebilirdi seriye. Dallas, şampiyonluğu kaçıdıktan sonra iyice gözden düştü ve Indiana yolunu tuttu. Geçtiğimiz sezonu da Boston'da geçirdi. Herşeye rağmen, bu potansiyelli adamın üstüne Don Nelson gibi, Avery Johnson da biraz düşebilseydi, en azından Mavericks'in bench rotasyonuna derinlik katacak bir adam olacağını düşünüyordum ilerleyen yıllarda, ancak maalesef olmadı. Ama herşeye rağmen, Mavericks'in, Sacramento'ya 4-1 elendiği 2004 playofflarındaki korkusuz, kendinden emin oyunu, çaylak bir undrafted oyuncu için bence müthişti.