24 Nisan 2010 Cumartesi

Mavericks 90-94 Spurs

Mavericks için çok kritik bir maçtı ancak bir kez daha kaybediyorlar Spurs'e. Bu maçı alabilseler çok rahat bir poziyona geleceklerdi, umutlar diğer maça kaldı Gerçekçi olalım Pazar gecesi bir kez daha kaybederler, seri 3-1'e gelirse, seri matematiksel olarak olmasa bile büyük ölçüde biter çünkü Spurs'e karşı 3 kez üst üste kazanacağını sanmıyorum Dallas'ın.

Maça gelirsek. İyi başladık aslında Mavericks, maçı zaman zaman iyi yerlere getirdiler ancak kaybettiler. Butler ve Marion sadece 28 dakika süre aldı. Hal böyle olunca Carlisle'ın kısa beşle oynamak istediğini söyleyebiliriz. Kidd, Barea, Terry, Dirk, Dampier (Haywood) rotasyonu gördük sahada bolca. Kısa beşe dönünce doğal olarak potaya gitmek yerine, şuta dayalı bir oyun ortaya koyunca ve şutlar istikrarlı olmayınca, hücumda ritm kayboldu doğal olarak.

Savunmada ise fena değildi Buzağılar. Spurs'e 3'lük izni vermemek önemli. Maçı 3. periyotta 68-59'a getirdiklerinde aslında maçın geldiğini düşünüyordum, bu anlarda biraz daha sakin ve kontrollü hücum edebilseydi Dallas, maçı kazanabilirdi bana göre fakat Spurs'ün Duncan'la cevabı gecikmeyince maç kafa kafaya geldi. Son periyotta Parker'ı da yavaşlatamayınca ve Ginobili'nin kırık burunla bulduğu altın değerinde sayılara engel olamayınca seri 2-1'e geldi.

İlk maçtaki galibiyette, X-Factor Brendan Haywood'tu. Fakat dakikalarını azalttı Carlisle ilginç bir şekilde. Dampier'da daha fazla ısrar ediyor bana göre paylaşılan dakikalar tersine dönmeli, içeriye daha fazla sertlik ve dinamizm getiren Haywood, daha fazla şans bulmalı.

Savunmada fena değillerdi dedim ama hücumda kötüydü Mavericks Marion ve Butler doğru dürüst oynamayınca, sadece Dirk'ün eline baktılar ona yardımcı olan biraz Terry'di belki de. Hücum alternatifler var fakat bunları yeterince kullanamadıkları kanısındayım. Butler da ilk maçta sonra iyice tökezlemeye başladı bu arada, keza Marion da öyle bence. Ek olarak, Kidd de inanılmaz kötü bir akşam geçirdi, kaçırdığı üçlükler falan son derece kötüydü, bu da hücumdaki ritmi etkileyen diğer faktörlerden biriydi.

Başta da dediğim gibi çok önemli Dallas için pazar gecesi. Ya tamam ya da devam maçı niteliğinde. Çok daha fazla sert oynayacaklarını düşünüyorum ve kesinlikle kazanmaları gerek.

22 Nisan 2010 Perşembe

Spurs 102-88 Mavericks

Dün gece saat 12'de İzmir'e otobüsüm vardı İstanbul'dan. Tüm çabalarıma rağmen bir gün daha erteyemedim bileti. Erteleme isteğimin sebebi ise gece Mavericks-Spurs serisinin 2. maçı olmasıydı. Ancak bilet alma işini bile son dakikaya bırakan bir tip olduğum için çarşamba gecesine bile zar zor bilet bulmuştum. Neyse yol yaklaşık 8 saat civarı sürüyor İstanbul'dan İzmir'e. 12'den, 4.30'a kadar uyuyabildiğim kadar uyuyayım diyorum, sonrasında maç takibine geçmek var aklımda. Susurluk'ta mola vermeye yakın maç başladı. Otobüs'ün wireless'ı o kadar yavaş ki anlatamam, sabrım taştı box-score'un güncellenmesini beklerken, kapadım laptopı. Aldım telefonu elime. Tüm kontürlerimi, yani daha doğrusu yeni haliyle Liralarımı feda etmeye hazırdım. Telefondan Auto-Refresh'e de aldım, Play-by-Play'den sanki maç izliyormuş büyük bir ciddiyetle Mavericks'in sayı hanelerini artmasını bekledim ancak ben ne kadar çok istedikçe Spurs'ün taksimetresi yazıyordu paso ve maalesef maçı da izleyememenin verdiği tatsızlıkla da telefonun internetini kapıyordum saat sabah 8'e doğru.

Eve geldim, bütün maç yazılarını, videoları taradım ve harbiden rezalet oynamışız hücumda. %35 ile hücum etmek nedir karşındaki takım Spurs olsa bile. San Antonio mükemmel iş yapmış sahada, güzel savunmamnın yanında Nowitzki'nin de tüm ritmini bozmuşlar (9-24 saha içi). Kidd de bugün gününde olmayınca yenilgi kaçınılmaz olmuş. Spurs, maça fırtına gibi başlamıştı ancak toparlanıp dengeyi kurmuştu Mavericks. Son çeyrek sanıyorum skoru 89-84'e getirmişti Dallas, ahanda maç geliyor demiştim tam o an. Fakat 25 sayı, 17 ribaunt yapan Duncan ve 2. maç daha fazla sorumluluk alan R-Jeff izin vermedi buna ve kesinlikle kazanması gereken maçı kaybediyor Buzağılar. Avantaj her ne kadar Spurs'e geçmiş olsa da hiçbir şey bitmiş değil daha. Normal sezonda en iyi deplasman derecesi Mavericks'teydi bu yıl. San Antonio maç çaldıysa, bunu Dallas'ın da yapacağını düşünüyorum ve yapacaklardır da. Tek kötü taraf ıbaskıyı hisseden takım biziz şu anda. Önemli olan bunun üstesinden gelebilmek.

21 Nisan 2010 Çarşamba

Spurs vs. Mavericks Volume. 2

Dallas ilk maçı Nowitzki'nin mükemmel performansı ile beraber almıştı. Bu akşam 2. randevu var Spurs ile AAC'de. Mavericks yerel sitelerinde çıkan haberler, forumlarda konuşulanlar Popovich'in bu akşamki maçta Nowitzki üstünde daha fazla ikili sıkıştırma deneyeceği yönünde zaten Dirk de yaptığı açıklamalarda, daha fazla double-team beklediğini söylemişti geçen 3 günlük sürede. Bu durum, ilk maç toplam 5 sayıda kalan Terry ve Barea'nın extra sayılar bulmasının gerekliliğini gösteriyor. Yapılacak ikili sıkıştırmalar sonucunda, Terry boş şutun kıymetini iyi bilmeli yoksa işler ters gidebilir.

Ayrıca Parker'ın çok daha fazla sorumluluk alacağını düşünüyorum bu gece. Kidd onu savunmada sıkıntı çekebilir, bu nedenden dolayı Rodrigo Beaubois'yı devreye sokabilir Carlisle. Hızlı ayakları ve savunmada iyi işler yapması sebebiyle bu gecenin X-Factor'ü de olabilir. 2. maçı da kazanırsa Dallas, gerçekten rahat bir nefes alıp, San Antonio'ya kafası rahat gider takım. Bu gece 04.30'da maç, onu da belirteyim.

19 Nisan 2010 Pazartesi

Spurs 94-100 Mavericks

Esas olarak playofflar dün gece başladı benim için. Playofflarda son 5 yılda 3. kez eşleşiyor Buzağılar, ezeli rakibi ile. Daha önceki eşleşmelerde 2006'da 4-3, 2009'da 4-1 geçmişti Mavericks turları. Bu sene de Spurs'ü ekarte edeceklerini düşünüyorum, önce dün akşamki maçı değerlendireyim en başta ve serinin akıbetini tartışalım.

Beklediğim gibi kazandı Dallas fakat ilk maçı kazanılması gerçekten çok önemliydi. İki takıma da baktığımız zaman güç farkı çok fazla değil aradaki. O nedenle deplasmanda çalınacak bir tane maç hayati bir önem taşıyor iki takım için de. En önemli eşleşme bence Kidd-Parker eşleşmesiydi. Her ne kadar Parker benchten başlasa da 34 dakika civarında süre aldı Fransız. Sezonun başından beri tempolu, yarı sahayı Kidd önderliğinde çabuk geçen bir oyun oynuyordu Mavericks. Carlisle, Parker'ın hızlı ayaklarına karşı, Kidd'in yavaş kalacağını düşünmüş olmalı ki gerçekten tempoyu çok düşürdü Kidd maç boyunca ve bunun Mavericks'in işine geldiğini düşünüyorum. Belki de playofflarda Dallas'ın uygulayacağı en kritik şey bu olacak.

Gelelim maçta öne çıkanlara. Bilmiyorum bu konuda rekor nedir ama Nowitzki mükemmel bir playoff maçı çıkardı dün akşam. Attığı 36 sayı normal karşılanabilir ancak 36 sayıyı 12/14 saha içi isabetiyle, %85 ile attığını göz önünde bulundurursak gerçekten mantık sınırlarını zorlayan bir performans ortaya çıkıyor. Attığı basketlerin zorluk derecesi de gerçekten yüksekti, NBA.com'dan özetlere göz atarsanız görebilirsiniz. Yanında 12/12 serbest atışını da ekleyelim. Butler'a da değinmeden geçmek olmaz. Çok kritik yerlerde elin taşın altına soktu ve o da zor şutları değerlendirdi. Kidd ise enfes, tam bir general, 37'sinde ancak hala mükemmel.

Normal sezonun son 2 ayında Ginobili rüzgarı izlemiştik. O rüzgar hala devam ediyor. Elinden geleni yaptı. Duncan da gayet iyi durumdaydı fakat ikisinin bu performansları yeterli olmadı.

En belirgin fark ribaunt istatistiklerinde. 45'e 37 üstünlüğü bulunuyor Mavericks'in ve bolca hücum ribauntu çekmeleri de fark yaratan diğer bir unsurdu. Ek olarak, Popovich'in elindeki Dirk'ü savunma malzemesi Matt Bonner, McDyess ve Bogans olarak gözükmekte. Bogans ile savunmak zaten intihar bir nevi. Bonner elinden geleni gösterdi ancak yavaşlatmaya dahi yetmedi çabası. Seri başlamadan Nowitzki'nin çok verimli bir seri geçireceğini söylüyordum, Popovich eğer bir çözüm üretemezse tahminimden çok daha rahat olacak Dirk.

İlk maçı ev sahibinin alması önemli demiştim. 2. maçı da alarak, kafası rahat olarak gitmeli Mavericks AT&T Center'a. Eğer 2. maçı kaybederlerse, psikolojik üstünlük de Spurs'e geçecektir. Düşük tempolu, savunmaya önem veren bu oyunu sürdürürse Dallas, seriyi 2-0'a getirmesi pek de uzak ihtimal değil.

Bir tane de Mavericks-Spurs videosu koyayım, iyice havaya girelim...

8 Nisan 2010 Perşembe

Blogu Tanı



Öncelikle teması Dallas Mavericks olan, basketbol blogu. Peki neden Dallas Mavericks? NBA'i takip etmem 1998 yılına denk gelir. Fakat tam anlamıyla, bilinçli olarak takip ettiğim sezon 2002-2003 sezonu sanırım. Neden Mavericks diye sorarsanız, nedenini ülkemizde 2001 yılında yapılan Avrupa Şampiyonası'ndaki Dirk Nowitzki'nin mükemmel oyunu ve turnuvanın sayı kralı olması olarak gösteririm. O zamanlardan başlayan hayranlık, tarif edilemez bir Dallas Mavericks aşkına dönüştü. O günden beri tüm olumsuzluklara rağmen, bu takımı takip etmeye başladım.

Blog ile alakalı bir kaç şey yazayım. İçerik genel olarak Dallas Mavericks ve NBA hakkında olacak. Mümkün olduğunca futbol da yazmaya gayret edeceğim. Aklıma esen herhangi bir spor dalıyla, sinema ya da müzikle  alakalı yazılar olabilir ara sıra. Ancak blogun ana teması Mavericks olacak. Blogun adı ise bira düşkünü olduğumdan, Portekiz Dili'nde, Fıçı Bira anlamına gelen Chope ve Chopp Escuro, kelimelerinin karmasından geliyor. Fazla da uzatmaya yok giriş kısmını, yazılarda görüşmek üzere.